Preeklampsi Nedir? Riskleri Nelerdir? başlıklı yazımızda konuya dair detaylara değineceğiz. Preeklampsi, hamileliğin ortalarında (20. haftadan sonra) ortaya çıkabilen ciddi bir tıbbi durumdur. Preeklampsili kişilerde yüksek tansiyon, idrarda protein, ödem, baş ağrısı ve bulanık görme semptomlarına rastlanır. Bu belirtilerin bir sağlık kuruluşu tarafından tedavi edilmesi gerekir. Preeklampsi genellikle bebek doğduktan sonra kendiliğinden kaybolur.
Preeklampsi, hamilelik sırasında gelişen ciddi bir tansiyon sorunudur. Preeklampsili kişilerde sıklıkla yüksek tansiyon (hipertansiyon) ve idrarlarında yüksek protein seviyeleri (proteinüri) bulunur. Preeklampsi tipik olarak gebeliğin 20. haftasından sonra gelişir. Preeklampsi ayrıca vücuttaki diğer organları da etkileyebilir ve hem anne hem de gelişmekte olan fetüsü için tehlikeli olabilir. Bu riskler nedeniyle preeklampsinin bir doktor tarafından tedavi edilmesi gerekir.
Preeklampsi olunduğunda tansiyon yükselir (140/90 mmHg'den daha yüksek) ve idrarda yüksek düzeyde protein olabilir. Preeklampsi, kalbe ve diğer organlara baskı uygular ve ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Ayrıca plasentaya giden kan akışını etkileyebilir, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarını bozabilir veya ciğerlerde sıvı birikmesine neden olabilir. İdrardaki protein, böbrek fonksiyon bozukluğunun bir işaretidir.
Preeklampsi, dünya çapındaki tüm doğumların %8'ini zorlaştıran, gebeliğe özgü bir durumdur. Amerika Birleşik Devletleri'nde erken doğumların (gebeliğin 37. haftasından önceki doğumlar) yaklaşık %15'inin nedeni preeklampsidir.
Preeklampsi, ilk kez anne olacaklarda daha yaygın görülebilir. Uzmanlar bazı insanların neden preeklampsi geliştirdiğinden tam olarak emin değildirler. Hamile kişiyi daha yüksek bir risk altına sokabilecek bazı faktörler aşağıdakiler gibidir:
Preeklampsili birçok insanda herhangi bir semptom görülmez. Semptom gösteren kişiler için preeklampsinin ilk belirtilerinden bazıları yüksek tansiyon, idrarda protein ve su tutulumudur (bu kilo alımına ve ödeme neden olabilir).
Preeklampsinin diğer belirtileri aşağıdakiler gibidir:
Hamilelik sırasındaki tüm belirtileri doktorla paylaşmak son derece önemlidir. Birçok kişi, doğum öncesi bir randevuda tansiyonları ve idrarları kontrol edilene kadar preeklampsiye sahip olduğunun farkında değildir.
Şiddetli preeklampsi aşağıdaki gibi semptomların ortaya çıkmasına sebep olabilir:
Preeklampsi şiddetliyse, gebenin daha yakından gözlem için hastaneye yatırılması veya mümkün olan en kısa sürede bebeği doğurması gerekebilir. Doktor gebe kişiye yüksek tansiyon için veya doğumdan önce fetüsün akciğerlerinin gelişmesine yardımcı olması için ilaçlar verebilir.
Preeklampsiye neyin yol açtığı konusunda uzmanlar tam olarak emin değildir. Preeklampsinin, plasentanın (hamilelik sırasında rahimde gelişen ve fetüse oksijen ve besin sağlamaktan sorumlu organ) sağlığıyla ilgili bir sorundan kaynaklandığına inanılmaktadır. Preeklampside plasentaya giden kan miktarı azalabilir ve bu hem gebe kişide hem de fetüste sorunlara yol açabilir.
Stres tansiyonu etkileyebilirken, preeklampsinin doğrudan nedenlerinden biri değildir. Hamilelik sırasında biraz stres kaçınılmaz olsa da yüksek stresli durumlardan kaçınmak veya stresi yönetmeyi öğrenmek iyi bir fikirdir.
Preeklampsi tipik olarak gebeliğin 20. haftasından sonra ortaya çıkar ancak daha erken bir dönemde de gelişebilir. Preeklampsinin çoğu 37 haftalık gebelik yada ona yakın bir zamanda oluşur. Preeklampsi ayrıca doğumdan sonra da gelişebilir (doğum sonrası preeklampsi). Eğer böyle bir durum gerçekleşirse preeklampsi genellikle doğumdan sonraki ilk birkaç gün ile bir hafta arasında ortaya çıkar. Nadir durumlarda doğumdan haftalar sonra da başlayabilir.
Preeklampsi erken doğuma neden olabilir (bebeğin erken doğuma ihtiyacı ortaya çıkabilir). Prematüre bebekler, düşük doğum ağırlığı ve solunum sorunları gibi sağlık komplikasyonları açısından yüksek risk altındadır.
Preeklampsi genellikle rutin doğum öncesi randevular sırasında doktor kilo alımını, tansiyonu ve idrarı kontrol ettiğinde teşhis edilir.
Preeklampsiden şüpheleniliyorsa, doktor aşağıdakileri yapabilir:
Preeklampsi hafif veya şiddetli olarak kategorize edilebilir. Gebe kişide sadece yüksek tansiyon ve idrarda yüksek düzeyde protein varsa, hafif preeklampsi teşhisi konulabilir.
Gebe, hafif preeklampsi semptomlarına ek olarak aşağıdaki belirtilere sahipse şiddetli preeklampsi teşhisi konur. Bu belirtiler aşağıdakiler gibidir:
Doktor, preeklampsiyi tedavi etmenin en iyi yolu konusunda gebe kişiye tavsiyede bulunacaktır. Tedavi genellikle preeklampsinin ne kadar şiddetli olduğuna ve hamileliğin ne kadar ilerlemiş olduğuna bağlı olarak değişir.
Doğum yakınsa (37 haftalık veya daha büyük), bebek muhtemelen erken doğar. Hala vajinal doğum yapılabilir ancak bazen sezaryen doğum da önerilir. Doktor, bebek doğana kadar fetüsün akciğerlerinin gelişmesine ve gebenin tansiyonunu yönetmesine yardımcı olması için bazı ilaç verebilir. Bazen bebeği erken doğurmak, hamileliği uzatma riskini almaktan daha güvenlidir.
Preeklampsi hamileliğin daha erken dönemlerinde geliştiğinde, hamileliği uzatmak ve fetüsün büyüyüp gelişmesine izin vermek için hamile kişinin yakından izlenmesi önemlidir. Ayrıca ultrasonlar, idrar testleri ve kan alımı da dahil olmak üzere daha fazla doğum öncesi randevuya gidilmesi gerekir. Gebenin evde tansiyonunu kontrol etmesi istenebilir. Şiddetli preeklampsi teşhisi konulursa, bebek doğana kadar hastanede kalınabilir.
Preeklampsi kötüleşirse veya daha şiddetli hale gelirse, bebeğin doğurtulması gerekecektir.
Doğum sırasında ve doğumdan sonra, preeklampsili kişilere eklampsi (preeklampsiden kaynaklanan nöbetler) gelişimini önlemek için genellikle intravenöz olarak (doğrudan damar içine) magnezyum verilir.
Preeklampsinin bir tedavisi yoktur. Preeklampsi sadece doğumla tedavi edilebilir. Doktor, belirtilerin ortadan kalktığından emin olmak için doğumdan sonraki birkaç hafta boyunca kişiyi izlemeye devam etmek isteyecektir.
Risk faktörleri olan kişiler için preeklampsi geliştirme şansını azaltmak amacıyla hamilelik öncesinde ve sırasında alınabilecek bazı önlemler vardır. Bunlar aşağıdakiler gibidir:
Her gün bebek aspirini almanın preeklampsi gelişme riskini yaklaşık %15 oranında azalttığı gösterilmiştir. Preeklampsi için risk faktörleri varsa, doktor aspirine hamileliğin erken döneminde (gebeliğin 12. haftasından itibaren) başlanmasını önerebilir.
Tedavi edilmezse, preeklampsi hem gebe hem de fetüs için potansiyel olarak ölümcül olabilir.
Doğumdan önce en sık görülen komplikasyonlar; erken doğum, düşük doğum ağırlığı veya plasental dekolmandır.
Preeklampsi, HELLP sendromuna (hemoliz, yüksek karaciğer enzimleri ve düşük trombosit sayısı) neden olabilir. Bu, preeklampsi karaciğere ve kırmızı kan hücrelerine zarar verdiğinde ve kanın pıhtılaşmasına müdahale ettiğinde olur. HELLP sendromunun diğer belirtileri bulanık görme, göğüs ağrısı, baş ağrısı ve burun kanamasıdır.
Bebek doğduktan sonra gebe kişi aşağıdakiler için artmış bir risk altında olabilir:
Preeklampsi tipik olarak doğumdan sonraki günler ila haftalar içinde geçer. Bazen tansiyon doğumdan sonra birkaç hafta daha yüksek kalabilir ve ilaçla tedavi gerektirebilir. Doktor tansiyonu yönetmek için hamilelikten sonra da gebe kişiyle birlikte çalışacaktır. Preeklampsili kişiler (özellikle bu durumu hamileliğin erken döneminde geliştirenler) daha sonraki yaşamlarında yüksek tansiyon (hipertansiyon) ve kalp hastalığı için daha büyük risk altındadır. Bu bilgilere sahip olan kişiler, bu riskleri azaltmak için adımlar atmak üzere bir doktorla birlikte çalışabilirler.
Preeklampsi hamilelik sırasında ölümcül bir durum olabilir. Bu durum için tedavi öngörülüyorsa, tüm randevulara gidildiğinden ve kan veya idrar testleri için doktorla vaktinde görüşüldüğünden emin olunmalıdır. Belirtileriyle ilgili herhangi bir endişesi veya sorunu olanlar, doğum uzmanıyla iletişime geçmelidir.
Kişi hamileyse ve aşağıdaki durumları yaşıyorsa derhal en yakın hastaneye başvurmalıdır:
Doktor preeklampsi teşhisi koyduysa hamile kişinin endişe duyulması gayet normaldir. Doktora sorulması gereken bazı sorular şunlardır:
Eklampsi, nöbetlere neden olan şiddetli preeklampsidir. Preeklampsinin bir komplikasyonu olarak kabul edilir ancak preeklampsi belirtileri olmadan da ortaya çıkabilir. Nadir durumlarda komaya, felce veya ölüme yol açabilir.
Doğum sonrası preeklampsi, bebek doğduktan sonra preeklampsi geliştirildiği anlamına gelir. Genellikle doğumdan sonraki iki gün içinde olur ancak birkaç hafta sonra da gelişebilir. Doğum sonrası preeklampsinin belirtileri preeklampsiye benzerdir ayrıca uzuv ve ekstremitelerde ödem, baş ağrısı, görüşte lekeler, mide ağrıları ve mide bulantısını içerir. Doğum sonrası preeklampsi de nöbet, felç ve organ hasarına neden olabilen ciddi bir durumdur.
Preeklampsi, kimi zaman sahip olunduğunun farkına bile varılamayan ciddi bir durumdur. Tüm doğum öncesi randevulara gitmek ve hamilelik sırasında hissedilen tüm belirtiler konusunda açık olmak önemlidir. Preeklampsi erken tespit edildiğinde hem gebeyi hem de fetüsü güvenli ve sağlıklı tutmak için kontrol altında tutulabilir. Preeklampsili çoğu insan sağlıklı bebekler doğurmaya devam edebilir.