Kalp Krizi Belirtileri Nelerdir? Kalp Krizi Nedenleri ve Tedavisi başlıklı makalemizde konuya dair detayları bulabilirsiniz. Kalp krizi ya da tıbbi adıyla miyokard enfarktüsü, kalp kasının yeterli kan akışı alamadığı için ölmeye başladığı ölümcül bir tıbbi acil durumdur. Genellikle kalbe kan sağlayan atardamarlardaki tıkanıklık bu duruma neden olur. Bir sağlık çalışanı kan akışını hızlı bir şekilde eski haline getirmezse, kalp krizi kalıcı kalp hasara ve ölüme yol açabilir.
Kalp krizi, kalp kasına kan akışının olmaması nedeniyle meydana gelen son derece tehlikeli bir durumdur. Kan akışının olmaması birçok farklı faktör nedeniyle ortaya çıkabilir ancak genellikle kalbin bir veya daha fazla atardamarındaki tıkanıklık ile ilişkilidir. Kan akışı olmazsa, bu durumdan etkilenen kalp kası ölmeye başlar. Kan akışı hızlı bir şekilde eski haline getirilmezse, kalp krizi kalıcı kalp hasarına ve kişinin ölümüne neden olabilir.
Kalp krizi yaşamı tehdit eden bir acil durumdur. Kendinizin veya beraber olduğunuz birinin kalp krizi geçirdiğinden şüpheleniyorsanız derhal 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayın. Kalp krizi tedavisinde zaman çok önemlidir ve birkaç dakikalık bir gecikme bile kalıcı kalp hasarına veya ölüme sebebiyet verir.
Bir kalp krizi meydana geldiğinde, kalbinin bir kısmına kan akışı durur veya normalin çok altında kalır. Bu da kalp kasının o kısmının yaralanmasına veya ölmesine neden olur. Kalbin bir kısmı kan akışı eksikliğinden ölmek üzere olduğu için kan pompalayamadığında, bu tüm kalbin pompalama düzenini bozabilir. Bu durum vücudun geri kalanına kan akışını azaltır ve hatta durdurur. Bu durum hızlı bir şekilde düzeltilmezse ölümcül olabilir.
Kalp krizleri, bazıları diğerlerinden daha yaygın olan birtakım semptomlara sahiptir. Erkeklerin kadınlardan farklı kalp krizi semptomlarının olması muhtemeldir.
İnsanların en sık tanımladığı kalp krizi belirtileri şunlardır:
Son yıllarda yapılan tıbbi araştırmalar, kadınlarının göğüs ağrısı veya hazımsızlık gibi hissettiren belirtilere sahip olma ihtimalinin daha düşük olduğunu göstermiştir. Kadınların, kalp krizinden önce başlayan nefes darlığı, yorgunluk ve uykusuzluk yaşama ihtimalleri daha yüksektir. Ayrıca mide bulantısı ve kusmanın yanı sıra sırtta, omuzlarda, boyunda, kollarda ve karında ağrı yaşayabilirler.
Kalp krizlerinin büyük çoğunluğu, kalbi besleyen kan damarlarından birindeki tıkanıklık nedeniyle meydana gelir. Bu genellikle, atardamarların iç kısımlarında birikebilen yapışkan bir madde olan plaklar nedeniyle olur (bu durum mutfak lavabosuna yağ dökmenin ev tesisatını tıkamasına benzer). Bu birikime ateroskleroz denir.
Bazen, koroner (kalp) arterlerin içindeki plak birikintileri kırılabilir ya da yırtılabilir ve yırtılmanın olduğu yerde bir kan pıhtısı sıkışabilir. Pıhtı arteri tıkarsa, bu kalp kasını kandan mahrum bırakabilir ve kalp krizine neden olabilir.
Kalp krizi, tıkanıklık olmadan da mümkündür ancak bu durum oldukça nadirdir ve tüm kalp krizlerinin yalnızca yaklaşık %5'ini oluşturur. Bu tür bir kalp krizi aşağıdaki nedenlerle ortaya çıkabilir:
Birkaç temel faktör kalp krizi geçirme riskini etkiler. Ne yazık ki kalp krizinin risk faktörlerinden bazıları kontrol edilebilecek şeyler değillerdir
Doktorlar genellikle acil servis ortamında kalp krizlerini teşhis eder. Kalp krizi semptomları olan herkes; nabzın, kan oksijen seviyelerinin, kan basıncının kontrol edilmesi ve kalp ve akciğer seslerinin dinlenmesi dahil olmak üzere fiziki muayeneden geçmelidir.
Bir doktor aşağıdakileri kullanarak kalp krizini teşhis eder:
Bir kalp krizini tedavi etmek, etkilenen kalp kasındaki kan akışını mümkün olan en kısa sürede eski haline getirmek anlamına gelir. Bu, ilaç kullanımından ameliyata kadar çeşitli şekillerde olabilir. Tedavinin aşağıdaki yöntemlerden birkaçını kullanması son derece muhtemeldir.
Nefes almakta güçlük çeken veya kan oksijen seviyesi düşük olan kişiler genellikle diğer kalp krizi tedavilerinin yanı sıra ek oksijen alırlar. Oksijen, burnun hemen altına oturan bir tüp veya burnu ve ağzı kapatan bir maske ile solunabilir. Bu, kandaki dolaşan oksijen miktarını artırır ve kalpteki yükü azaltır.
Doktorlar, perkütan koroner girişim (PCI) adı verilen bir prosedürle etkilenen kalp kasının dolaşımını geri kazandırır. Bu prosedürde, büyük bir kan damarına (genellikle üst uyluğun veya bileğin yakınında) yerleştirilen kateter tabanlı bir cihaz kullanılır.
Perkütan koroner girişim, kan akışını düzeltmede kritik bir araçtır ve bu ne kadar erken gerçekleşirse, iyi bir sonuç alma şansı da o kadar artar. Hastaneler, kalp krizini tedavi etme yeteneklerini ölçmek için "kapıdan balona kadar geçen süre" adı verilen bir ölçü kullanır. Bu, insanların acil servise ilk geldikten sonra perkütan koroner girişim geçirmelerine kadar geçen ortalama süredir. Perkütan koroner girişim, genellikle arteri açık tutmaya yardımcı olmak için tıkanıklık bölgesine bir stent yerleştirilmesini içerir. Bu sayede aynı noktada başka bir tıkanıklık olmaz.
Koroner arterlerinde ciddi tıkanıklıkları olan kişilerde koroner arter baypas greftleme yapılabilir. Bu ameliyata genellikle açık kalp ameliyatı, baypas ameliyatı veya CABG denir.
Koroner arter baypas greft ameliyatı, kan için bir yol oluşturmak üzere vücudun herhangi bir yerinden (genellikle göğüs, kol veya bacak) bir kan damarı kullanmayı içerir. Bu, kanı bir veya daha fazla tıkalı arter bölümünün etrafından yeniden yönlendirir ve kalp kasına geri getirir.
Genel olarak kalp krizini önlemek için yapılabilecek birçok şey vardır. Bununla birlikte kontrol edilemeyen bazı faktörler -özellikle de aile geçmişi- tüm çabalara rağmen yine de kalp krizine neden olabilir. Buna rağmen riski azaltmak için çabalamak, kalp krizi geçirmeyi erteleyebilir veya geçirilecek olası bir kalp krizinin ciddiyetini azaltabilir.
Kontrol edilemeyen birçok risk faktörü olmasına rağmen, kişinin kendisine yardım etmesinin ve kalp krizi riskini azaltmasının birçok yolu vardır. Kalp krizi riskini azaltmak için yapılabilecekler şöyledir:
Kişinin sağlığına aktif olarak katkıda bulunması, yaşam tarzı değişikliklerini tek başına yapması gerektiği anlamına gelmez. Aile hekiminden ve diğer uzman doktorlardan bu konuda yardım istenebilir. Sağlık çalışanları, kişinin ihtiyacı olan bilgi ve kaynakları ona sağlayabilir.
Kişi halihazırda bir kalp krizi geçirdiyse, doktoru ona bir kardiyak rehabilitasyon programı önerecektir. Bu programın amacı, ikinci bir kalp krizi geçirme ihtimalini azaltmaktır. Tıbbi olarak denetlenen bu programlar kişiye danışmanlık sağlar ve yukarıda listelenen sağlıklı yaşam hedeflerine odaklanır.
Kalp krizi geçirdikten sonra benzer bir durumla karşılaşma riski daha yüksektir. Doktor hastaya, gelecekteki kalp krizlerinden kaçınmak için muhtemelen takip, izleme, test ve bakım önerecektir. Bunlardan bazıları şunlardır:
Kalp taramaları: Kalp krizini teşhis etmek için kullanılan yöntemlere benzer şekilde, bunlar kalp krizinizin etkilerini değerlendirebilir ve kalıcı kalp hasarı olup olmadığını belirleyebilir. Ayrıca gelecekteki kalp krizi olasılığını artıran kalp ve dolaşım sorunlarının belirtilerini de arayabilirler.
Efor testi: Egzersiz sırasında yapılan bu kalp testleri ve taramalar, yalnızca kalp daha çok çalışırken ortaya çıkan olası sorunları gösterebilir.
Kardiyak rehabilitasyon: Bu programlar, genel sağlığı ve yaşam tarzını iyileştirmeye yardımcı olarak başka bir kalp krizini önleyebilir.
Ek olarak kalp krizinizin acil tedavisi için alınan ilaçlardan bazılarını uzun süreli olarak almaya devam etmek gerekir. Bu ilaçlar şunladır:
Genel olarak tedavi aldıkça kalp krizi belirtileri azalmalıdır. Muhtemelen hastanede kalınan süre ve sonrasındaki birkaç gün boyunca, yavaş yavaş azalacak olan güçsüzlük ve yorgunluk yaşanır. Doktor hastaya, dinlenme, alınacak ilaçlar ve benzeri konularda rehberlik edecektir.
Tedaviden sonra iyileşme süreci tedavi yöntemine bağlı olarak değişir. Kalp krizi için ortalama hastanede kalış süresi dört ila beş gün arasındadır. Genel olarak hastanede aşağıdaki sürelerde kalmak beklenir:
Hastaneden ayrılışın ardından kalp krizinden sonraki iyileşme süreci; kalp krizinin ciddiyetine, tedavinin ne kadar erken başladığına, kullanılan yöntemlere ve kalp krizi geçirmeden önce sahip olunan hastalıklara bağlıdır. Doktor, iyileşme için sonraki adımların neler olacağını ve ileride hastayı neler bekleyebileceğini açıklayacaktır. Genel olarak çoğu insan, kalp krizi geçirdikten iki hafta ila üç ay arasında değişen süreler sonunda işe dönebilir veya normal aktivitelerine devam edebilir. Kardiyak rehabilitasyon, insanların fiziksel aktivitelerini kademeli ve güvenli bir şekilde eski seviyelerine çıkarmalarına yardımcı olabilir.
Kalp krizi ile ilişkili komplikasyonlar şunlardır:
Daha genç (menopoz öncesi) ve 45 yaşın altındaki kadınlar, benzer yaştaki erkeklerden daha iyi bir sonuca sahiptir. Bilim adamları bunun, östrojenin kalbi koruyucu etkilerinden kaynaklandığına inanmaktadır. Bununla birlikte menopoz dönemi ile östrojenin koruyucu faydaları sona erdirdikten sonra, kadınlar erkeklerden daha kötü duruma gelir. Örnek vermek gerekirse:
Herhangi bir kalp krizi semptomu olanların birçok nedenden dolayı 112 acil servis merkezini aramaları en iyisidir. Bu sebepler şunlardır:
ABD'de her yıl yaklaşık 635.000 kişi ilk kez kalp krizi geçiriyor. Yılda yaklaşık 300.000 kişi ise ikinci bir kalp krizi geçiriyor. ABD'de yaklaşık 7 ölümden 1'i, kalp krizlerini de içeren koroner kalp hastalığından kaynaklanıyor.
Tıkanmış bir arter, kalıcı kalp hasarının önlenmesi için acil bakıma ihtiyaç duyar. Kişi, semptomları yoğun ve şiddetli değilse kalp krizi geçirmediğini düşünebilir ancak belirtileri kontrol ettirmek en iyisidir. 112’yi aramak, kişinin hastaneye kendisinin gitmesi veya onu bir başkasının götürmesindense çok daha fazla hayat kurtarıcı olabilir. Kazanılan zaman, kurtarılan bir kalp kasıdır ve bu iyi bir sonuç alma şansının daha yüksek olduğu anlamına gelir.