Eğer sigara içiyorsanız, akciğer kanserini ve diğer ciddi durumları engellemenin en iyi yolu bir an evvel sigarayı bırakmaktır.
Sigarayı ne kadar uzun zamandan beri içiyorsanız için, her zaman bırakmaya değer. Sigara içmediğiniz her yıl akciğer kanseri gibi ciddi bir hastalığa yakalanma ihtimaliniz azalır.
Sigara içilmeyen 12 yıldan sonra akciğer kanserine yakalanma ihtimali, sigara içen birinin yakalanma olasılığına oranla yüzde elliden daha azdır. Yani sigara içen kişinin akciğer kanserine yakalanma oranı sizden yüzde elli daha fazladır. 15 yıldan sonra akciğer kanserine yakalanma olasılığınız hiç sigara içmeyen bir kişiyle neredeyse aynıdır.
Araştırmalar göstermiştir ki; düşük yağlı, yüksek lifli besinler yemek, günde 5 porsiyon taze meyve sebze yemek, tahıl tüketmek akciğer kanseri riskini ve ayrıca diğer kanser türleriyle beraber kalp rahatsızlıklarını da azaltmaktadır.
Araştırmalar düzenli egzersiz yapmanın özellikle sigara içen ve geçmişte içmiş olan kişilerde akciğer kanserine yakalanma riskini azaltabileceğini göstermiştir.
Eğer akciğer kanseriyseniz, fiziksel olarak aktif olmak yorgunluk, kaygı ve depresyon gibi semptomları azaltabilir.
Akciğer kanseri, kanserin evresi ve uygulanan tedaviye bağlı olarak farklı şekillerde hayatınızı etkileyebilir. Bunların hepsi herkes için geçerli olmasa da kanserle baş edebilmeye yardımcı olabilecek çeşitli yöntemler vardır. Bunlar şunlardır:
Nefes darlığı akciğer kanseri olan kişiler arasında ya hastalığın semptomu olarak ya da tedavinin yan etkisi olarak yaygındır.
Birçok vakada nefes darlığı bazı basit tedbirlerle iyileştirilebilir. Bu tedbirler şunlardır:
Eğer bu tür tedbirler nefes darlığınızı kontrol etmede yeterli olmazsa, daha fazla tedaviye ihtiyaç duyabilirsiniz. Nefes darlığını düzeltecek ilaçlar da vardır. Evde oksijen terapisi ciddi vakalarda bir seçenek olabilir.
Eğer nefes darlığınızın sebebi solunum yolu enfeksiyonu ya da akciğerler etrafında oluşan sıvı birikimi gibi başka bir hastalıktan kaynaklanıyorsa, bu hastalıkların tedavisi de nefes alıp vermenizin iyileşmesini sağlar.
Akciğer kanseri olan bazı hastaların ağrıları olmasına rağmen bazılarının hiç ağrısı olmaz.
Ağrı, kanserin ciddiyetiyle ilgili değildir. Kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Kanser ağrısına neyin sebep olduğu tam olarak bilinmemektedir fakat ağrının kontrol altına alınabilmesi için tedavi yöntemleri vardır.
İleri evrede akciğer kanseri olan kişiler kanser ilerledikçe ağrı terapisine ihtiyaç duyabilir. Bu, palyatif bakımın görevlerinden biridir. Palyatif bakım hizmetini evde, hastanede yada diğer bakım merkezlerinde alabilirsiniz.
Kanser olmak bir dizi duyguya sebep olabilir. Bunlar; şok, kaygı, rahatlama, üzüntü ve depresyon olabilir.
İnsanlar ciddi problemlerin üstesinden farklı şekillerde gelmektedirler. Kanserle yaşamanın kişileri nasıl etkileyeceğini tahmin etmek zordur.
Nasıl hissettiğinizle ilgili açık ve dürüst olmak diğerlerinin işini kolaylaştıracaktır. Kendinize ayıracak vakte ihtiyacınız varsa bunu insanlara söylemekten çekinmeyin.
Bazı sorularınız varsa doktorunuz bunları cevaplayabilir. Eğitimli bir danışman yada bir psikologla konuşmak size faydalı olabilir. Doktorunuz bu konularla ilgili size bilgi verebilir.
Başkalarıyla akciğer kanseri tecrübenizle ilgili konuşmak da size iyi gelebilir. Hasta organizasyonlarının akciğer kanseri teşhisi konmuş ve tedavi olmuş başka kişilerle tanışabileceğiniz yerel grupları olabilir.
Eğer depresyona varan duygularınız varsa, size tavsiye ve destekte bulunabilecek bir doktora danışın.
Eğer akciğer kanseriniz tedavi edilemiyorsa ve birçok rahatsızlık verici semptomunuz varsa doktorunuz ya da uzman bir ekip size destek verebilir ve ağrınızı dindirebilir. Buna Palyatif bakım denir. Aile ve arkadaşlarınız için de destek mümkün olabilir.
Palyatif bakım faaliyetleri durumunuza bağlı olarak evde, hastanede ya da bir sağlık kuruluşunda olabilir.