Akciğer kanseri; tedavisi mümkün olan, en iyi tedaviyi sağlamak için farklı departmanlarda çalışan uzmanlardan oluşan bir ekip tarafından gerçekleştirilir.
Bu ekip doğru teşhiste bulunmak, kanserin evresini doğru tespit etmek ve en iyi tedaviyi planlamak için bir araya gelen sağlık profesyonellerinden oluşur.Uygulanacak olan akciğer kanseri tedavi yöntemi çeşitli faktörlere bağlıdır. Bunlar şu şekildedir:
En iyi tedavi yöntemine karar vermek zor olabilir. Oluşturulan ekip farklı tedavi yöntemleri önerebilir. Fakat, son karar hastanın olacaktır.
En yaygın tedavi opsiyonları şunlardır:
Kanser türü ve evresine göre bu tedavilerin bir kombinasyonu da uygulanabilir.
Tercih edilecek tedavinin planlaması, kanserin türüne, yani kanserin küçük hücreli olmayan ya da küçük hücreli kanser olup olmamasına göre değişir.
Küçük hücreli akciğer kanseri genellikle kemoterapiyle tadavi edilir. Ya sadece kemoterapiyle ya da radyoterapi veya immünoterapiyle birleştirilerek uygulanır. Amaç yaşam süresinin uzamasına yardım eetmek ve semptomları yatıştırmaktır.
Genellikle bu tür akciğer kanserinin tedavisinde ameliyat tercih edilmez. Çünkü kanser teşhis edilene kadar çoğunlukla kanser vücudun diğer yerlerine de zaten yayılmıştır.
Bununla birlikte, eğer kanser çok erken bir evrede teşhis edilirse ameliyat da tercih edilebilir. Bu tür vakalarda ameliyat sonrası kanserin tekrar nüksetme riskini azaltmak için kemoterapi ya da radyoterapi uygulanabilir.
Akciğer kanseri ameliyatının 3 temel türü vardır:
Akciğer tamamen ya da kısmen alındığında nefes alıp alamama konusunda endişeli olabilirsiniz fakat sadece bir akciğerle de normal nefes alıp vermek mümkündür. Eğer ameliyat öncesi nefes alıp verme problemi varsa ameliyat sonrası bu semptomların devam etmesi muhtemeldir.
Ameliyat öncesi, hastanın genel sağlık durumunun ve akciğer fonksiyonlarının kontrol edilmesi amacıyla bazı testler yapılması gerekecektir. Bu testler şunlar olabilir:
Ameliyat genellikle hastanın göğsüne ya da yan tarafına bir kesik açıp ilgili akciğerin tümünün ya da bir bölümünün alınmasıdır. Buna torakotomi denir.
Kanserin sıçrama ihtimali olan yakındaki lenf bezleri de gerekli görülürse alınabilir.
Bazen Video Yardımlı Torakoskopik Cerrahi (VATS) denen alternatif bir yaklaşım da uygulanabilir. Bu bir kapalı ameliyat türüdür. Cerrah göğsünüze küçük kesikler açar.
Bu kesiklerden birinin içerisine küçük bir kamera sokulur. Böylece, cerrah akciğerinizin ilgili yerini çıkarırken monitörde göğsünüzün iç kısmını görebilir.
Muhtemelen ameliyattan 5 veya 10 gün sonra hasta evinine gidebilecek duruma gelir ancak akciğer ameliyatından sonra tamamen iyileşmek haftalar sürebilir.
Operasyondan sonra mümkün olan en kısa sürede hareket etmeye başlanması tavsiye edilecektir. Hasta yatakta kalmak zorunda olsa bile sirkülasyonun sağlanması ve pıhtı oluşumunu engellemek için düzenli bacak hareketlerini sürekli yapması gerekecektir.
Hastanın eve gittiğinizde de gücünü toplaması için hafif egzersizler yapması iyi olacaktır.
Akciğer kanseri tedavisinden sonra birçok insan için yürüyüş ve yüzme iyi birer egzersizdir.
Diğer bütün ameliyatlarda olduğu gibi akciğer ameliyatının da komplikasyon riskleri vardır.
Bu komplikasyonlar ilaç kullanılarak ya da başka bir cerrahi müdahaleyle tedavi edilebilir.
Akciğer ameliyatı komplikasyonları şunlar olabilir:
Radyoterapi kanser hücrelerini yok etmek amacıyla ışın sinyallerini kullanır. Akciğer kanseri tedavisinde kullanılmak için birçok şekli vardır.
Radyoterapinin uygulandığı 3 ana yöntem şunlardır:
Radyoterapi alan birçok kişi yan etkileri ya hafif olarak geçirir ya da hiçbir yan etki yaşamaz.
Fakat yine de tedavi esnasında ya da sonrasında bazı yan etkileri hissedebilirsiniz.
Yan etkilerle ve bunlarla nasıl başa çıkacağınızla ilgili doktor veya hemşirenizden bilgi alabilirsiniz.
Eğer, semptomlarınızla ilgili endişe duyuyorsanız hekiminizden tavsiyeler alabilirsiniz.
Göğüse yapılan radyoterapinin yan etkileri şunlardır:
Kemoterapi, kanseri tedavi etmek için güçlü kanser yok edici ilaçlar kullanır. Akciğer tedavisinde kullanılan kemoterapinin çeşitli yöntemleri vardır. Bu yöntemler şunlar olabilir:
Kemoterapi tedavileri genellikle periyotlar halinde verilir.
Bir periyot birkaç gün kemoterapi ilaçları almayı, sonra terapinin etkili olması ve vücudun tedavinin etkilerinden kurtulması için birkaç hafta ara vermeyi ifade eder.
Bu periyotların sayısı akciğer kanserinin türü ve evresine göre farklılık gösterecektir.
Çoğu hastanın 3 ile 6 ay arasında 4 ile 6 periyot alması gerekir.
Bu periyotlar bittikten sonra eğer kanser temizlenmişse, hasta daha fazla tedaviye ihtiyaç duymayabilir.
Bu periyotlardan sonra eğer kanser temizlenmemişse, doktor farklı türde bir kemoterapiye ihtiyaç olup olmadığını söyleyecektir. Alternatif olarak, kanseri kontrol altında tutmak için idame kemoterapisine de ihtiyaç duyabilirsiniz.
Akciğer kanseri kemoterapisi farklı türde ilaçların bir kombinasyonunu kapsar. Bu ilaçlar genellikle damar içine ya da göğüsteki kan damarlarından birine bağlanan bir tüpün içine damlama yoluyla verilir. Bazı hastalara yutması için kapsül ya da tablet şeklinde verilebilir.
Kemoterapiye başlamadan önce hekim vitamin ve/veya vitamin enjeksiyonu verebilir. Bu yan etkilerden bazılarının azalmasına yardımcı olabilir.
Kemoterapinin yan etkileri şunlar olabilir:
Tedaviden sonra bu yan etkilerin tedrici olarak geçmesi gerekir. Hastanın kemoterapi süresince daha iyi hissetmesi için farklı ilaçlar önerilebilir.
Kemoterapi bağışıklık sistemini zayıflatacağı için hastayı enfeksiyona karşı daha savunmasız bırakabilir. Yüksek ateş gibi enfeksiyon belirtileri görülürse, hemen onkoloji doktoruyla iletişime geçilmelidir.
İmmünoterapi kanser hücrelerini hedef alması için bağışıklık sisteminizin harekete geçirilmesine yarayan bir ilaç kombinasyonudur. İmmünoterapi plastik bir tüp yoluyla şu şekilde verilebilir:
İmmünoterapinin bir dozunu almak 30 ile 60 dakika arası sürebilir ve her 2 ile 4 hafta arasında bir doz almak gerekir. Yan etkileri fazla değilse ve terapi başarılıysa immünoterapi 2 yıla kadar alınabilir. İmmünoterapinin yaygın yan etkileri şunlardır:
Yan etkileriyle ilgili daha fazla bilgi almak için doktorunuza danışınız.
Hedef odaklı terapiler (Biyolojik Terapiler olarak da bilinir) ilerlemiş küçük hücreli olmayan akciğer kanserinin yayılmasını yavaşlatmak için hazırlanan ilaçlardır.
Hedef odaklı terapiler sadece kanser hücrelerinde belli proteinler olan hastalar için uygundur.
Doktorunuz bu tedavinin size uygun olup olmadığını görmek için akciğerinizden alınan hücrelerinizden (biyopsi) testler isteyebilir.
Hedef odaklı terapilerin yan etkileri şunlardır:
Radyofrekans ablasyonu küçük hücreli olmayan akciğer kanserinin erken evresinde tedavi amaçlı kullanılabilir.
Tümörlü alana girerken iğneye yol göstermesi amacıyla bir CT(Bilgisayarlı Tomografi) tarayıcısı kullanılır.
İğne tümöre batırılır ve bu iğne vasıtasıyla tümöre radyo dalgaları gönderilir. Bu dalgalar ısı oluşturur ve bu ısı kanser hücrelerini yok eder.
Radyofrekans ablasyonun en yaygın komplikasyonu akciğerinizin dış tabakasıyla iç tabakası arasında hava boşluğu (pnömotoraks) oluşumudur.
Bu durum akciğerlere bir tüp yerleştirerek hapsolan havanın serbest bırakılmasıyla tedavi edilir.
Kriyoterapi kanser hava yollarınızı bloke ettiğinde kullanılabilir. Bu aynı zamanda Endobronşiyal Obstrüksiyon olarak da bilinir ve sebep olabileceği semptomlar şunlardır:
Kriyoterapi, internal radyoterapiye benzer şekilde yapılır fakat radyoaktif bir kaynak kullanmak yerine tümörün yanına kriyoprob denen bir cihaz yerleştirilir.
Kriyoprob çok soğuk bir ortam oluşturur ve bu da tümörün küçülmesine yardım eder.
Fotodinamik terapi akciğer kanserinin erken evresinde hasta ameliyat edilemediğinde tedavi amacıyla uygulanabilir. Aynı zamanda hava yollarını bloke eden tümörü almak için de kullanılabilir.
Fotodinamik terapi 2 aşamada kullanılır.
İlk önce, vücudunuzdaki hücreleri ışığa karşı hassas hale getirecek bir ilaç enjekte edilir.
Sonraki aşama 24 ile 72 saat sonra uygulanır. İnce bir tüp tümörlü bölgeye yönlendirilir ve tümöre bir lazer ışını uygulanır.
Işığa karşı daha hassas hale gelen kanserli hücreler bu lazer ışığıyla yok edilir.
Fotodinamik terapinin yan etkileri; hava yollarının inflamasyonu ve akciğerlerde sıvı birikimi olabilir. Bu her iki yan etki de nefes darlığına ve akciğer ve boğaz ağrısına sebep olabilir. Bununla birlikte, akciğerlerinizde tedavinin etkileri azaldıkça bu semptomların git gide geçmesi beklenmektedir.