Obezite Tedavi Yöntemleri

Obezite Tedavi Yöntemleri

Bu makalemizde Dünya Sağlık Örgütüne Göre Obezitenin Görülme Sıklığı Nedir? Obezite Neden Olur? Kimler Obezite Riski Taşımaktadır? Obezite Genetik Miras Mı? Obezite En Çok Hangi Hastalıklara Neden Olmaktadır? Obezite ve Yo-Yo Sendromu. Obezite Tedavi Yöntemleri Nelerdir? Sorularını yanıtlıyoruz. 

Dünya Sağlık Örgütüne Göre Obezitenin Görülme Sıklığı Nedir?

DSÖ’ne göre erişkinlerin %60’ı, 5 yaş altındaki çocukların %7.9’u, okul çağındaki çocukların ⅓’ü, ergenlerin ¼’ü obezite tehlikesi altındadır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre; dünyada 1,9 milyar fazla kilolu ve 650 milyon obez birey bulunuyor. Yine, 5 yaş altındaki 41 milyon çocuk ise fazla kilolu veya obez olarak nitelendirilmektedir. 

Obezite Neden Olur? Kimler Obezite Riski Taşımaktadır?

  • Sigara ve alkol kullanımı.
  • Anne sütü eksikliği.
  • Yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, kültürel faktörler, ekonomik durum.
  • Hormonal ve metabolizma faktörleri.
  • Genetik ve psikolojik faktörler.
  • Fiziksel egzersiz eksikliği.
  • Sık sık çok düşük kalorili diyetler uygulama.
  • Aşırı ve hatalı beslenme alışkanlıkları.
  • Doğum sayısı ve sık doğum aralıkları.
  • Kullanılan bazı ilaçlar. (antidepresanlar vb.)
  • Düzensiz uyku.
  • Polikistik over sendromu (PCOS) olan kadınlarda da sık görülür.

Obezite Genetik Miras Mı?

Son dönemde yapılan araştırmalarda obeziteye neden olan genler tespit edilmiştir. Ancak genetik tek başına obezite nedeni değildir. Ya da ailede obezite bulunması diğer kişilerinde obezite olacağı anlamına gelmez. Doğru beslenme ve fiziksel aktivite ile genlerden gelen obezite riskiyle savaşmak mümkündür. 

Obezite En Çok Hangi Hastalıklara Neden Olmaktadır?

  • Tip 2 diyabet.
  • Astım hastalığı.
  • Kan yağları ve kolesterol yüksekliği.
  • Sindirim sistemi hastalıkları.
  • Eklem bozuklukları.
  • Kadınlarda yumurtalık kistleri ve buna bağlı regl düzensizlikleri.
  • Yüksek tansiyon.
  • Aşırı tüylenme.
  • Damar sertliği gibi kalp damar hastalıkları.
  • Depresyon.
  • Bazı kanser türleri.
  • Karaciğer yağlanması.
  • Erkek çocuklarda gömük penis ve hormonal dengesizlikler.
  • Uyku apnesi gibi hastalıklara neden olabilmektedir. 

Obezite ve Yo-Yo Sendromu

Yo-yo sendromu; diyet yaparak kilo veren kişilerin, diyet sonrasında eski yeme alışkanlıklarına geri dönmeleri sonucu tekrar kilo alması ve bu döngünün devam etmesi durumudur. Kişi yoyo diyetlerinde başlangıçta kilo kaybında başarılı olabilir, ancak uzun vadede bu kaybı sürdüremez ve kiloları tekrar alır. Daha sonra diyet yapan kişi yeniden kilo vermeye çabalar ve bu süreç yeniden başlar. Bir diyet sonrası kaybedilen kilonun aynı miktarda veya daha fazlasının geri kazanılmasına yoyo sendromu denir.

Obezite Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

  • Beslenme değişiklikleri ve diyet.
  • Fiziksel aktivite ve spor.
  • Sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazanmak.
  • İlaç tedavisi ve cerrahi müdahale. 

Mide Balonu ve Botoks:

Ameliyat olmadan kilo verdiren tedavi yöntemleridir. Endoskopik işlemlerle yapılmaktadır. Balonun artık yutulabilir şekilde olanları da kullanılmaya başlanmıştır. Bu şekildeki balonlar için herhangi bir endoskopik ve cerrahi yönteme gerek yoktur. Bir bardak su ile kolayca yutulur ve midenin içinde yer kaplayarak az yemek ile doymayı sağlarlar. İşlevlerini yitirdikten ortalama 4 ay sonra dışkı yolu ile vücuttan atılırlar. Bu balonlar silikon materyallerdir ve vücuda kötü bir etkileri yoktur. Mide balonu yutulduktan sonra ilk 3-4 gün içinde mide bulantısı ile beraber kusma görülebilir. Daha sonra bu durum etkisini yitirecektir. 

Gebelik veya emzirme döneminde bulunan kadınlar, kanser veya gastrointestinal kanaması yaşayan kişiler, yutma güçlüğü çekenler ve son 1 yıl içinde kapalı cerrahi geçiren veya sezaryenle doğum yapan kadınlara bu uygulama yapılmamaktadır.

Mide Botoksu ise, botulinum toksin A'nın midenin belirli bölgelerine endoskopik olarak enjekte edilmesiyle yapılan bir işlemdir. Bu işlem, mide kaslarını gevşetip mide boşalmasını yavaşlatır ve açlık hormonu ghrelinin salgısını azaltır, böylece hastalar daha hızlı tokluk hissi elde eder. Cerrahi olmayan bu uygulama, herhangi bir kesi veya genel anestezi gerektirmeden yapılabilir. Şiddetli obezite ve diyabet hastalarına, hamileler ve emziren annelere, kanama bozuklukları ve mide-bağırsak rahatsızlıkları olanlar ile botoks ve endoskopiye alerjisi olan kişilere uygulanmaz. Tıpkı mide balonu gibi etkisi 4-6 ay sürer ve tekrarlanabilir. 

Tüp Mide Ameliyatı: 

Tüp mide ameliyatı, midenin hacminin küçültülmesi ve hastanın kilo vermesini sağlayan bir ameliyattır. Küçük kesiler halinde kapalı olarak yapılır ve mide inceltilerek tüp şekline benzetilir. Yani mideye herhangi bir cisim yerleştirilmesi söz konusu değildir. Mide dışında bütün sindirim sistemimiz (yemek borusu, bağırsaklar vb.) bir boru şeklindeyken mide depolama amacıyla kese gibidir. Tüp mide denmesinin nedeni midenin büyük bir kısmının alınarak artık kese yerine tüpe benzetilmesidir. Bu ameliyatla hastanın erken doyması ve iştah açıcı hormonların azaltılması sağlanır. Böylece hasta kilo vererek sağlığına kavuşmaktadır. 

Ameliyat kapalı yöntem ile 4-5 delik açılarak gerçekleştirilir, ortalama 1.5-2 saat sürmekte ve midenin %50-80’i alınmaktadır. Karın içindeki tüm boş organlarda (yemek borusu, bağırsaklar, mide vb.) hepsinde kaçak riski vardır. Tecrübesizlik, cihaz hatası veya hastaya bağlı faktörlerle bazen bu durum gerçekleşebilmektedir. Hasta diyetine uymazsa, alacağı besin miktarına dikkat etmezse kaçak gelişebilir. Aynı zamanda ameliyattan hemen sonra da bazen kaçak gerçekleşebilmektedir. Her ameliyatın risklerinden olan kanama, enfeksiyon gibi risklerde bulunmaktadır. 

Ameliyat sonrası hasta, ilk 2 gün boyunca ağızdan hiçbir katı veya sıvı gıda almaz ve ihtiyaçları damar yoluyla karşılanır. Daha sonra su içerek ağızdan beslenmeye başlanır. Dren kontrolü için önce boyalı su içirilir ve kaçak olup olmadığı kontrol edilir. Herhangi bir sorun bulunmazsa, hasta 3-4. gün taburcu edilir. Taburcu olduktan sonra hasta, en az bir hafta berrak sıvı diyetine devam eder; bunu püre dönemi ve ardından katı gıda dönemi takip eder. Yaklaşık bir ay içinde hasta normal yaşamına dönebilir.