Bu yazımızda Depresyon Nedir? Depresyon Neden Kaynaklanır? Depresyon Nasıl Önlenebilir? Depresyonun Tedavisi Nedir? Gibi sorulara yanıt buluyoruz.
Önceden kişiye zevk ve keyif veren eylemlerin artık kişiye keyif vermemesi ilgisini çekmemesi durumudur.
Bununla beraber kişide:
Bunların 2 haftadan daha çok devam etmesi depresyona işarettir. Ayrıca bu belirtilerin günün çoğunu kapsayıp kapsamadığı da önemlidir. Bu belirtiler kişinin aile, okul, sosyal çevre ve özel yaşamında fonksiyonlarının performansında belirgin şekilde düşmelere yol açar. Bu durum kişinin yaşam kalitesini oldukça olumsuz etkileyen bir durumdur.
Depresyon, her bireyin yaşamının belli aralığında karşılaşabilmesinin oldukça mümkün olduğu bir ruh sağlığı problemidir. Tedavisi mümkündür ancak kronikleşme ve tekrarlama durumu da vardır. Genel hatlarıyla ayrım semptomlara göre yapılır. Majör depresif bozukluk; genellikle "klinik depresyon" olarak da adlandırılır ve semptomları çok belirgindir. Bu durumda, kişi en az iki hafta süreyle üzüntü, umutsuzluk ve değersizlik hisseder. Uyku sorunları, iştah kaybı, aktivitelere ilgi azalması görülür. Kalıcı depresif bozukluk; daha uzun süreli bir durumdur ve semptomları genellikle daha hafiftir. Orta dereceli depresyon türüdür. En az iki yıl boyunca devam eden bir düşük ruh hali ve genel depresif belirtiler görülür, ancak semptomlar majör depresif bozukluktakinden daha az yoğundur. Birey günlük yaşamına devam eder ancak yaşam kalitesi etkilenir.
Stresli yaşam, travmalar, kaygı, belirsizlik başlıca sebeplerindendir. Belirli kişilik özelliklerine sahip kişilerin depresyona yatkınlıkları daha fazladır. Bu kişiler genellikle; çok sorumluluk almak isteyenler, aşırı mükemmelliyetçi ve evhamlı bireylerdir.
Kişi kendisiyle kurduğu ilişkiyi değiştirmelidir. Her sorumluluğu yüklenmemeyi ve her şeyin de mükemmel olamayacağını öğrenmelidir. Herkesin beklentisine tam anlamıyla cevap verebilmek mümkün değildir. Tabi bu süreç kişinin kendi kendine kolaylıkla yapabileceği bir durum değildir. Uzman ile “Psikoterapi” tedavisi süreci kolaylaştıracaktır.
Yetişkinlerde depresyonu farkına varmak kolaydır fakat çocuklarda biraz güçleşir. Burada davranışsal farklılıklardan sinyaller alınır. Öfkelenir, hırçınlaşır, ağlama krizlerine girer ve kendini ifade etmekte zorluk çeker. Oyun oynamak gibi keyif aldığı aktivitelerden bir anda uzaklaşır.
0-6 aylık bebeklerde bile depresyon görülebilir. Örneğin bebeğin annesi uzun süre yanında olamadığı zaman (anne hastalanmış ya da vefat etmiş olabilir) kendilerini güvende hissetmezler çok fazla ağlarlar ve sindirim sistemleri etkilenir.
Okul öncesi-anaokulu dönemindeki çocuklarda bazen bebekliğe dönme davranışları (parmak emme, emekleme, altını ıslatma) görülebilir.
Ergenlik döneminde asi davranışlar, öfke, arkadaş çevresi bozuklukları, okula gitme isteğinde azalma yaşanabilir. Normalden farklı tüm davranışlar depresyonu akla getirmektedir.
Çocuklarda ve ergenlik döneminde; anne-baba çatışmaları, boşanma, taşınma, okul değiştirme gibi problemler depresyon sürecini başlatabilir. Bu süreçlerin çocuklara mutlaka güzel bir dille tanımlanması gerekmektedir.
Yaşlılarda ise unutkanlık durumu bazen demans değil depresyon belirtisi olabilmektedir. Bunu iyi irdelemek gerekmektedir.
Tedaviye her durumda olduğu gibi ne kadar erken başlanırsa o kadar iyidir. Hafif depresyonlarda psikoterapi (konuşma terapisi) işe yarayabilir ama düzeyi artarsa ilaç eşliğinde ilerlemek gerekir. Çok ağır depresyonlarda kişinin kendine zarar verme düşünceleri ortaya çıkabilir ve bu fark edilirse ilk başvuru noktası psikolog değil psikiyatrist olmalıdır. Çünkü bu durumda ilaçla tedavi en güvenilir yöntemdir. Depresyon tedavi edilse dahi farklı alt sebeplerle tekrarlayabilir. Ancak gündelik mutsuzluk ve duygu değişimleri, kayıplara bağlı yaslar ile depresyon farklı şeylerdir. Gün içinde birden çok duygu değişiminde bulunabiliriz ya da bir kayıp ile yas sürecine girebiliriz ancak bunlar hafif belirtilerle geçicidir. Bu belirtiler depresif özellikler gösterse de depresyon tanısı için yeterli olmayabilirler. Tedavi süreci kişinin depresyon derecesine ve destek faktörlerine (eş, anne-baba, iş arkadaşlarının kendisine uyguladığı davranışlar) göre şekillenir. Çevresindeki insanlar kişiye ne kadar destek olursa ve bu kişilerinde kendi psikolojileri yerindeyse ve sorun yoksa depresyondaki hastaya destekleri artar ve hasta daha kolay bir şekilde bu süreci atlatır.
Depresyonun neden olduğu keder, mutsuzluk, günlük yaşama karşı isteksizlik, bitkinlik gibi durumlardan sıyrılmak ve uzaklaşmak, iyileşme evresini hızlandırmak için belirli yöntemlerden faydalanılabilir:
Ancak bunlarla birlikte depresyon gibi kişiyi derinden sarsan ve tüm yaşamını etkileyen bir durumun yalnız başına geçirilmeye çalışılması hiç sağlıklı değildir. Bu durumla başa çıkabilmek için mutlaka bir uzman desteği almak mühimdir. Güvendiğiniz bir sağlık kuruluşunda bir uzman eşliğinde tedavi, süreci hızlandırır ve günlük yaşama tekrar adapte olmanızı sağlar.