Bu makalemizde; Ürtiker Nedir? Tedavi Yöntemleri Nelerdir? Covid-19’dan Sonra Saç Seyrelmesi Neden Görülmektedir? Poikiloderma Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir? Palmar Peteshia Nedir? Pernio Nedir, Nedenleri Nelerdir? Bül Hastalığı Nedir, Tedavi Yöntemleri Nelerdir? Kızamıkçık Nedir, Kızamıkçık Hastalarının Dermatolojik Tedavisi Nasıl Yapılmaktadır? Konjonktivit Tedavisi Dermatolojik Olarak Nasıl Yapılmaktadır? El Egzaması Tedavi Edilebilir Mi? Nörodermatit Strese Bağlı Olarak Mı Ortaya Çıkar? Eritema Multiforme Nedir? Pityriasis Rosea Nedir? Sorularını yanıtlıyoruz.
Ürtiker, halk arasında kurdeşen olarak bilinen bir çeşit alerjik reaksiyondur. Soluk kırmızı, kabarık ve kaşıntılı şişlikler şeklinde kendini gösteren bir cilt tepkisidir. Ürtiker, ani bir şekilde gelişir ve genellikle birkaç hafta içinde kendiliğinden kaybolur. Kurdeşen, çocuklar dahil her yaştan bireyi etkileyebilen bulaşıcı olmayan bir durumdur. Çoğu zaman tedavi gerektirmeden geçer, ancak antihistaminik ilaçlar kullanıldığında belirtilerinin hafifletilmesi mümkündür. Bazı ilaçlar, enfeksiyonlar, alerjiler, böcek sokması ve ısırıkları, çeşitli hastalıklar ürtikere neden olurken Covid-19’da ürtikere sebep olabilmektedir.
Ürtiker tedavisinin amacı, semptomları hafifletmektir. Tetikleyici faktörlerin belirlenmesi ve bunlardan kaçınılması önemlidir; ayrıca ilaç tedavisi de uygulanabilir. Tedavi sürecinin değerlendirilmesi için ürtiker aktivite skoru kullanılır; bu skor, kabarıklık sayısı ve kaşıntı şiddetini içerir.
COVID-19 sonrası saç seyrelmesi, çeşitli faktörlerden kaynaklanmaktadır. Pandemi dönemi psikolojik ve fiziksel stres yaratarak telogen effluvium gibi geçici saç dökülmelerine yol açabilir. Ayrıca, COVID-19'un kendisi iltihaplanmayı artırarak saç foliküllerini etkileyebilir. Beslenme alışkanlıklarındaki değişiklikler ve tedavi edilen bazı ilaçların yan etkileri de saç dökülmesini tetikleyebilir. Hormonal dengedeki değişiklikler de seyrelmeyi artırabilir. Bu nedenle, saç seyrelmesi yaşayan kişilerin bir sağlık uzmanına danışmaları önemlidir.
Kelime anlamı olarak bir ağ görünümünde deri demektir ve bu görünüme sebebiyet veren ise damarlardır. Birçok değişik iç organ hastalığının bulgusudur. Bazen bir kanser bulgusu da olabilmektedir. Güneşe bağlı olarakta oluşabilmektedir. Karın, bacak gibi bir bölgede yaygın olarak görüldüğü zaman bir enfeksiyon belirtisi olup olmadığı da araştırılmaktadır. Bu tablonun nedenlerinden biri Covid-19 da olabilir. Tedavisi nedenine yöneliktir. Neden ortadan kalkınca bu görünümde tedavi olabilmektedir. Geçmediği takdirde hastalığa yönelik uygulamalar yapılabilir.
Deri içinde görülen küçük noktasal kanamalardır. Avuç içlerinde görülen küçük, kırmızı veya mor lekeler olup, cilt altındaki kan damarlarının kanaması sonucu oluşmaktadır. Genellikle kaşıntı veya ağrıya neden olmamaktadır. Olası nedenleri arasında kanama bozuklukları, enfeksiyonlar, alerjik reaksiyonlar ve fiziksel travma bulunmaktadır. Genelde kendiliğinden geçmesine rağmen, altta yatan bir sağlık sorunu olabileceğinden, bu durumu yaşayan kişilerin bir sağlık uzmanına danışmaları önem taşımaktadır. Tedavi ise nedenine bağlı olarak değişiklik göstermektedir.
Pernio, soğuk hava koşullarına maruz kalma sonucu ciltte meydana gelen bir durumdur ve genellikle ellerde ve ayaklarda, özellikle parmak uçlarında iltihaplı lezyonlarla karakterizedir. Pernio'nun belirtileri arasında kırmızı veya mor renkli lezyonların oluşumu, kaşıntı ve yanma hissi, hafif şişlik ve bazen ağrı yer almaktadır. İlerleyen vakalarda ciltte yaralar veya kabarcıklar da gelişebilir. Bu durum genellikle kendiliğinden iyileşse de, semptomların hafifletilmesi için sıcak kompresler veya topikal tedaviler önerilebilir. Eğer belirtiler uzun süre devam ederse veya şiddetlenirse, bir sağlık uzmanına başvurmak önemlidir.
Bül hastalığı, ciltte su dolu kabarcıkların oluşmasıyla karakterize edilen bir durumdur ve genellikle genetik, enfeksiyon, alerjik reaksiyonlar veya sistemik hastalıklardan kaynaklanır. Tedavi yöntemleri, altta yatan nedene bağlı olarak değişir. Öncelikle, büllerin patlaması veya enfekte olması önlenmeli, temiz ve kuru bir ortam sağlanmalıdır. Enfeksiyon riski durumunda antibiyotikler, ağrı ve iltihaplanmayı azaltmak için kortikosteroidler kullanılabilir. Otoimmün hastalıklar için immünosupresif ilaçlar önerilebilir. Soğuk kompres uygulaması da ağrı ve kaşıntıyı hafifletebilir. Belirtiler uzun süre devam ederse bir dermatologa başvurmak önemlidir.
Kızamıkçık, rubella virüsünün neden olduğu viral bir enfeksiyondur ve genellikle ateş, döküntü, boğaz ağrısı ile lenf bezlerinde şişlik gibi belirtilerle seyreder. Tedavisi genellikle destekleyici niteliktedir ve özel bir antiviral tedavi bulunmamaktadır. Dermatolojik tedavi, ciltteki döküntülerin yönetimine odaklanır; kaşıntıyı azaltmak için antihistaminikler ve kortikosteroid kremler kullanılabilir. Bol sıvı alımı ve dinlenme de iyileşme sürecini destekler. Kızamıkçık aşısı, hastalığın önlenmesinde en etkili yöntemdir. Komplikasyon durumunda sağlık uzmanına başvurmak önemlidir.
Konjonktivit, gözün konjonktiva tabakasının iltihaplanmasıdır ve genellikle enfeksiyon, alerji veya tahriş nedeniyle oluşur. Tedavi, altta yatan nedene bağlı olarak değişir. Bakteriyel konjonktivit için antibiyotik göz damlaları veya merhemler, alerjik konjonktivit için antihistaminik göz damlaları kullanılır. Şiddetli iltihaplanmalarda kortikosteroid göz damlaları önerilebilir. Gözlerdeki şişlik ve rahatsızlığı azaltmak için soğuk kompres uygulanması da faydalıdır. Göz çevresinin temiz tutulması ve el hijyenine dikkat edilmesi, enfeksiyonun yayılmasını önlemek için önemlidir. Belirtiler devam ederse veya kötüleşirse, bir göz doktoruna başvurulması gerekmektedir.
El egzaması, ellerde kaşıntı, kızarıklık ve kuruluk ile karakterize bir cilt durumudur ve genellikle alerjiler veya irritan maddelerle temas nedeniyle ortaya çıkar. Tedavi edilebilir bir durumdur ve en önemli tedavi yöntemleri arasında düzenli nemlendirici kullanımı, topikal kortikosteroidler, alerjenlerden kaçınma ve antihistaminikler yer alır. Şiddetli durumlarda eldiven kullanmak ve dermatolog tarafından önerilen ışıldama tedavisi de faydalı olabilir. Ayrıca, diyet değişiklikleri bazı hastalar için yararlı olabilir. Erken müdahale ve uygun tedavi yöntemleriyle belirtiler hafifletilebilir.
Nörodermatit, ciltte kaşıntılı ve kalınlaşmış bölgelerin oluşmasıyla karakterize bir durumdur ve genellikle stresle ilişkilendirilir. Stres, kaşıntıyı artırarak kişinin durumu sürekli kaşımaya itmesine neden olur, bu da iltihaplanmayı artırır. Stresin cilt üzerindeki etkileri arasında kaşıntı artışı, inflamatuar yanıtın değişimi ve cilt bakımının ihmal edilmesi bulunur. Tedavi, stres seviyelerini azaltmaya yönelik yöntemleri, rahatlama tekniklerini, meditasyonu ve topikal tedavileri içermektedir. Uzman bir dermatologdan yardım almak, tedavi sürecini daha etkili hale getirebilir. Sonuç olarak, stres, nörodermatit gelişiminde önemli bir rol oynamaktadır ve yönetimi cilt sağlığını olumlu yönde etkileyebilir.
Eritema multiforme, ciltte ve mukozalarda halkalı veya hedef benzeri lezyonların oluşumuyla karakterize edilen bir durumdur. Genellikle hafif seyreden bu durum, enfeksiyonlar (özellikle herpes simpleks virüsü), ilaçlar ve diğer tetikleyicilerle ilişkilidir. Belirtiler arasında hedef lezyonlar, kaşıntı, ağrı, kabarcıklar ve bazı durumlarda ateş yer alır. Tedavi, altta yatan nedene bağlıdır ve antihistaminikler, kortikosteroidler ve ağrı kesiciler kullanılabilir. Eritema multiforme genellikle kendiliğinden iyileşebilir, ancak belirtiler kötüleşirse bir sağlık uzmanına başvurulması önemlidir.
Halk arasında gül hastalığı olarak bilinir. Pityriasis rosea, genellikle genç yetişkinlerde görülen, hafif seyreden bir cilt hastalığıdır. Oval veya dairesel, pembe-kırmızı döküntülerle karakterizedir ve genellikle büyük bir "annem lezyonu" ile başlar, ardından daha küçük lezyonlar yayılır. Döküntüler hafif kaşıntı yapabilir ve kuru bir görünüm alır. Kesin nedeni bilinmemekle birlikte, bazı virüslerin tetikleyici olabileceği düşünülmektedir. Genellikle kendiliğinden geçen bu durumun tedavisi gerektirmediği halde, semptomları hafifletmek için topikal kortikosteroidler ve antihistaminikler kullanılabilir. Genellikle 6-8 hafta içinde iyileşir.