Bu yazımızda leke nedir? Güneş lekelerinin oluşmasına neden olan risk faktörleri nelerdir? Çillerin oluşum nedenleri / yok edilebilir mi? Benlerin oluşum nedenleri, Cilt kanseri leke ile karışabilir mi? Güneş kremi seçiminde dikkat edilmesi gerekenler nelerdir? Sorularına yanıt arıyoruz.
Ciltte kendi tonumuzdan daha koyu veya açık olarak karşımıza çıkan renk değişiklikleridir. Yüz bölgesi baz alınırsa en çok şikâyet alınan ve başvurulan leke türü güneş lekeleri olmaktadır. Güneş lekeleri denilen aslında en sık ya güneş hasarına bağlı solar lentigo (yaşlılık lekesi) ya da kloazma melazma denilen hem güneş hem hormonların etkisiyle olan ve kadınların yaz aylarında daha çok hastaneye başvurduğu ama yaz kış problem olan lekelerdir.
Bu sayılanlardan en çok karşılaşılan melazmadır. Yüzün yanaklarda, alın bölgesinde, çene, burun ve dudak üstünde oluşan koyu kahverengi lekelerdir. Genetik, güneş hasarı, doğum sonrası, doğum kontrol hapları gibi hormonel tedaviler sonrası ortaya çıkan koyulaşmalardır.
Genetik köken bu durumda oldukça önemlidir. Herkeste güneş lekeleri oluşmamaktadır. Bu durum yaş alma ile de orantılıdır. Yaş aldıkça karşılaşılma sıklığı artmaktadır. Aynı zamanda koyu cilde sahip kişilerde açık renklilere oranla daha sık görülmektedir. Hormonlar ve gebelikte çok önemli faktörlerdir. Doğum kontrol hapı kullanan kişilerde, tiroid rahatsızlıkları olanlarda, epilepsi hastalarında da bu lekeler görülebilmektedir. Bazı antibiyotiklerde durumu tetiklemektedir. Parfümlü bazı ürünleri cilde uygulamak, yanlış cilt bakımı uygulamaları, kötü içerikli kozmetik malzemesi kullanımı yine önemli risk faktörleridir.
Balık, et, tavuk gibi zengin proteinli beslenme veya C vitamini içeren meyve ağırlıklı beslenme cilt sağlığı açısından oldukça kıymetlidir. Antioksidan tüketimini arttırmak ve bol su içmekte oldukça fayda sağlayacaktır.
Çiller genetik olarak oluşur ve açık renkli kişilerde çok daha sık görülmektedir. Epidermal pigment birikimleridir diyebiliriz. Güneş ile birlikte artmaktadırlar. Yaz ve kış güneşten korunmak ilerlemelerini ve artış göstermelerini engellemektedir. Bu görünümden rahatsız kişiler içinde tedavisi mevcuttur. Yüzeysel peeling işlemleri, kremler bazen de lazer ile tedaviler yapılmaktadır. Bünyesel bir yatkınlık var ise tekrarlama ihtimali yüksektir. Güneş koruyucu kullanmak bu ihtimali azaltabilmektedir.
Leke ve ben ayrımını yapabilmek için “dermatoskop” denilen özel aletler kullanılmaktadır. Ben yapıları lekeler gibi güneş ile birlikte değişiklik gösterip artabilir. Burada önemli olan simetrisinde değişiklik olup olmadığı bilmektir. Renginde değişiklik, kaşıntı, asimetrik olması, çapının büyümesi takibini gerektirir.
Cilt kanseri, leke ile karıştırılabilmektedir. O yüzden her lekeye lazer yapılmaz gibi bir yaklaşım vardır. Önce uygun olup olmadığını değerlendirmek gerekmektedir. Cilt kanseri çok küçük bir ben yapısı gibi başlayıp hızla büyüme gösterebilmektedir. Bu nedenle bunu renk, ton eşitsizliği ve çap büyümesi gibi faktörler göz önüne alınarak iyi değerlendirmek gerekmektedir. Halk arasında benin üzerinde kıl olması cilt kanserine işarettir söylemi doğru değildir. Bu durum belirleyici bir unsur olmamaktadır. Şüpheli bir ben söz konusu ise biyopsi alınmaktadır.
Güneş kremi seçerken öncelikle dermokozmetik güvenilir markalar önerilmektedir. Bu nedenle eczaneden alınması dermatologlar tarafından tavsiye edilir. Ürün seçerken öncelikle cilt tipine uygunluğu tespit edilmelidir. (Normal, kuru, yağlı cilt tipi gibi) Daha sonra koruma faktörü önem taşımaktadır. Örneğin “SPF 50” ibareli güneş kremleri yaklaşık %97-98, “SPF 30” %95-96 oranında koruma sağlamaktadır.
Güneş kreminin dermatologlarca en doğru uygulama önerisi 2 parmak ünitesi sürmek ve 2-3 saatte bir yenilemektir. Bu uygulama ile hem 30 hem 50 faktör yeterli korumayı sağlayacaktır. 30 faktör ve üzeri güneş koruyucular uzmanlarca önerilmektedir. Lekelenmeye meyilli ciltlerde renkli güneş kremleri daha ön planda tutulmaktadır. Bunun sebebi içerisindeki demir oksit maddesi hem bir fondöten gibi kamuflaj sağlarken bir yandan da daha güçlü bir koruma sağlamaktadır. Aynı zamanda güneş kremi seçerken “UVA korumalı” ibaresinin bulunması da mühimdir. Çünkü leke oluşumunda hem görünen ışıklar hem ultraviyole a hem de mavi ışıklar(ekran) birlikte işler.
Güneş sonrası rahatlatıcı kremler (After sun) kullanılabilir fakat buna ihtiyaç duymadan güneşten korunmak daha önemlidir. Uzmanlar güneşin en dik açılar ile geldiği 10.00-16.00 arası güneşe çıkmamayı önermektedir. Denize girip çıktıktan sonra mutlaka güneş kremi yenilenmeli ve güneşten korunmak için ince bir gömlek veya pareo, şapka, gözlük kullanılmalıdır. Piyasada bulunan bronzlaştırıcı ibareli ürünlerin, dermatologlarca kullanımı çok fazla tavsiye edilmemektedir. Vücut zaten güneş ile bir bronzlaşmaya girecektir bunu başka ürünlerle arttırmaya çalışmak çokta önerilen bir durum değildir.
Güneş lekelerinin önüne geçebilmek için güneş koruyucu kremler, yazın ağızdan alınan güneş koruyucularla desteklenebilir; doğal beslenme, vitamin takviyeleri önerilmektedir. Tüm bunlara rağmen oluşan bir leke varsa ve hasta tedavi için başvurduysa; lazer yaz aylarında da kullanılabilse de daha çok cilt kalitesini arttırmak ve lekelenme riskini azaltmak için mezoterapi uygulamaları yapılmaktadır. Evde devam ürünleri(kremler), ağızdan lekeyi açmaya yönelik ilaçlar, peeling işlemleri(sonbahar aylarında) tercih edilen ve hastanemizde de uygulanan yöntemlerdir.