Günümüzde en sık karşılaşılan ağrı çeşitlerinden birisi de bel ağrısıdır. Makalemizde, "Bel ağrısı nedir?", "Bel bölgesinin anatomik yapısı nasıldır?", "Bel ağrısının nedenleri nelerdir?", "Bel ağrısının belirtileri nelerdir?", "Bel ağrısının teşhisi nasıl konur?", "Bel ağrısı tedavi edilebilir mi?", "Bel ağrısında önleyici tedbirler nelerdir?", gibi soruların cevaplarına değineceğiz.
Bel ağrısı, en sık karşılaşılan ağrı nedenlerinden biridir. Bel ağrısı, çeşitli anatomik yapılardan kaynaklı, farklı nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar.
Ağrının kaynaklandığı bel bölgesi, omurganın alt bölümünü kapsar. Omurga sistemi; beş adet omur, omurlar arasında disk adı verilen yapılar, kaslar ve yumuşak dokulardan (ligaman, kapsül) oluşur.
Bel ağrısı, kişide günlük yaşam kalitesini etkileyen bir sağlık sorunudur. Dünya nüfusunun; %70’lik kısmı, hayatlarının herhangi bir döneminde bel ağrısı yaşar.
Bel ağrısının önüne geçmek, kişi hayatında önem taşır. Öncelikle, bel bölgesinin işleyişini bilerek uygun pozisyonların bel için sağlanması ağrıyı engellemede önemlidir.
Bel bölgesinin yapısal özelliklerini bilerek, hareket sağlarken bu anatomiye uygun davranmak ağrı oluşmaması için önemli bir faktördür.
Bel omurgasının en önemli görevi, vücut yükünü taşımaktır. Bu görevin yerine getirilmesi için, sağlıklı omurlar ve disklerin yanı sıra güçlü kaslara da ihtiyaç vardır. Bel, karın, kalça olmak üzere, bel çevresindeki tüm kasların güçlü olmasıyla bu bölgeye daha az yük binmesi sağlanır.
Bel bölgesi, düz olmayıp arkaya bakan açıklığı bulunur. En fazla yükü taşıyıp hareketi yapan ve omurganın en çok çalışan bölümü burasıdır.
Omurlar arasındaki diskler, omurları birbirinden ayıran ve üzerine binen yükü emen, yumuşak kıvamlı yastıkçıklardır. Disklerin her birinin çekirdek bölümü, jel kıvamında olup daha kalın liflerden oluşan bir dış halka ile sarılıdır. Diskin çekirdeğinin içindeki sıvı, diskler üzerinde öne ve arkaya kaymasını, bel omurgasının eğilmesini ve hareket etmesini sağlar.
Bel ağrısı şikâyeti olan hastaların, çok büyük bir kısmında yukarda belirtilen yapılardan hangisi ya da hangilerinin ağrıya neden olduğunu net olarak söylemek mümkün değildir.
Bel ağrısını engellemek, oluşma nedenlerini bilerek bu durumları ortadan kaldırıp uygun davranışların sağlanmasına bağlıdır.
Bel ağrısına neden olan birçok faktör bulunur. Bel ağrılı olgu nedenlerinin %90’ı mekanik kaynaklıdır. Günlük yaşam içinde aktif hareket alanı bulunan insanların, gerçekleştirdiği hareket sistematiğinde yaptığı birçok yanlış pozisyon bel ağrısı oluşumuna neden olur.
Bel ağrısının nedeni; kas ve bağ gibi yumuşak dokuların zorlanmasıyla basit ve geçici sebeplere bağlı olabileceği gibi, omurlar ve disklerin hastalıkları gibi daha önemli ve tedavi gerektiren nedenlerden de kaynaklanabilir.
Bel ağrısına neden olan faktörler arasında, şunları sayabiliriz:
Bel ağrılarının %90’ında, ağrının gerçek sebebi saptanamamaktadır. Çok sık görülen ve sadece bel ağrısı olarak isimlendirebileceğimiz bu tür ağrılar, hemen daima 4-8 hafta içinde kendiliğinden geriler. Bel ağrılarının çok küçük bir kısmı ise romatizmal hastalıklara, bazı enfeksiyon hastalıklarına, karın içindeki organların hastalıklarına ya da tümörlere bağlı olabilir.
Çok az sayıdaki hastada; ağrının kesin nedeni olarak şunlar söylenebilir:
Kişi, kendisinde aşağıdaki belirtilerden herhangi birini fark ettiğinde, zaman kaybetmeden doktora başvurmalıdır. Böylece, bel ağrısının teşhis konma süreci başlamalıdır. Aşağıdakiler, ileri tetkik ve tedavi gerektiren bel ağrısı nedenleridir.
Bel ağrısında teşhisin yeri çok önemlidir. Hastanın dile getirdiği şikayetlerin sorgulaması, hastanın muayene edilmesi ardından gerekirse laboratuvar ve radyolojik tetkikler yapılması teşhisin konmasını sağlar. İstenilen tetkiklerin bel ağrısının erken döneminde yapılması, büyük önem taşır. İleri dönem ağrılarında tetkik verilerinin yararı olamadığı gibi yanıltıcı sonuçlarda vermektedir.
Bel ağrısı teşhisinin konmasında kullanılan yöntemler arasında, bel bölgesini ayrıntılı olarak görüntüleyebilen,
Bel ağrısının nedeni ne olursa olsun, mevcut ağrıyı hafifletmek ya da önlemek mümkündür.
Bel ağrısınd tedavinin uygulanma süresi, ağrının şiddetine bağlı değişir.
Bel ağrısı yaşayan hastaların büyük kısmında, 1 hafta içerisinde ağrıda azalma ve iyileşme gözlenir. Hastaların %90’dan fazlasında ise, 8 haftada iyileşme sağlanır. Yalnızca %7 ve %10 kadarının şikayetleri 6 aydan daha uzun sürmektedir.
Belin doğru kullanılması ve belin güçlendirilmesi en önemli önleyici tedbirdir. Alınan tedbirlerle, bel ağrısının önüne geçmek mümkündür. Günlük hayat içinde;
gibi çok tekrarlanan hareketlerin doğru yapılması ve alışkanlık haline getirilmesiyle bel bölgesini etkileyen zorlamalar büyük oranda engellenir.
Bel ağrılarının nedenlerinden biri olan bel kaslarında spazmı engellemek adına alınan önemler de ağrıların önüne geçebilecek tedbirlerden bir diğeridir.
Öne eğilme hareketi, omur disklerinin dış halkasına fazla basınç yapar. Beli geriye doğru esnetme hareketi de omurganın arkasında bulunan küçük eklemlerde yangıya ve ağrıya neden olur. Bu yaşanan durum; bel kaslarında “spazm” olarak adlandırılan, aşırı gerginliğe yol açar. Ağrının, daha da artmasıyla sonuçlanır.
Bel kaslarındaki spazmın önüne geçebilmek adına;
Böylece, omurlar ve diskler üzerine binen vücut yükünün kaslara aktarılarak oluşacak ağrının önüne geçilebilir.
Bel ağrısının oluşmaması adına tedbirli davranmak gerekir. Bel ağrısının önüne geçmek için yapılması gerekenler şunlardır: