Reflü, mide salgılarının yemek borusu ve sonrasında ağıza kadar yer değiştirmesidir. Reflü, kişi hayatını olumsuz yönde etkileyen bir sağlık sorunudur. Reflü, basit hayat şekli değişiklikleri ve ilaç tedavisi ile kontrol edilebilir bir hastalıktır. Cerrahi müdahale son seçenektir.
Reflü Belirtileri Nelerdir?
"Gastroözefageal Reflü Hastalığı(GÖRH)" olarak bilinen sağlık sorununun en sık karşılaşılan belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz:
- Yemek sonrası kalp yanması şeklinde bir ağrı olması,
- Boğaza ekşi tatlar gelmesi,
- Yutma güçlüğü,
- Gıcık tarzı öksürükler,
- Ses kısıklığı,
- Nefes darlığı,
- Boğazda yanma hissi,
- Yabancı madde varmış gibi takılmalar,
- Yutma güçlükleri
Ciddi kalp problemlerinin sebep olduğu göğüs ağrısı ya da rahatsızlık, reflünün sebep olduğu rahatsızlığa benzer hissedilebilir.
Reflü Nasıl Oluşur?
Reflünün oluşum sürecini şu şekilde maddelendirebiliriz:
- Yemek yediğinizde yiyecekler ağızdan yemek borusu yani özefagus ile midenize iner.
- Yol boyunca yiyecekler midenizin girişi olan alt yemek borusu sfinkteri denen tek yönlü bir kapaktan geçer. Normalde yuttuğumuz zaman burası açılır ve yiyeceklerin mideye girişine izin vererek hızla kapanır.
- Bu kapağın çalışması bozulduysa, mide asidinin yemek borusuna geri kaçışına izin verir.
- Kaçan mide asidi, yemek borusunu tahriş eder.
- Fıtık yani diyaframın zayıf bir noktasından midenin yukarıya doğru çıkması halinde GÖRH hastalığı daha şiddetli seyredebilir.
Üst üste görülen göğüs yanması birden çok tıbbi problemin belirtisi olabilir. GÖRH teşhisini doğrulamada hekim tam bir fizik muayene yapabilir ve teşhis için testler isteyebilir. Bu testlerin sonuçlarına göre uzman hekim tedaviye en uygun şekilde yönlendirir.
Reflü Teşhisinde Kullanılan Yöntemler Nelerdir?
Reflü teşhisi konmasında kullanılan bazı yöntemler mevcuttur. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:
- Baryum Görüntüleme Yöntemi: Sindirim sürecinin hareketini gösteren bir dizi x-ışını filmidir. Baryumla karışmış sütü içtiğinizde, x ışınları baryumun mideye yaptığı herhangi bir geriye kaçış olayını film üzerinde görüntüler. X-ışınları, ayrıca fıtık varsa gösterebilir. Bu kısa ağrısız testten önce 6-8 saat boyunca herhangi bir şey tüketilmez.
- Özefageal Endoskopi: Hastaya yutturulan ince bir kameradan görüntülerin elde edilmesidir. Yuttuğunuz çoğu yiyecekten ince bir boru olan yumuşak yapıda bir boruyu daha kolay yutabilmeniz için boğazınıza bir uyuşturucu sprey sıkılabilir. Bu girişim esnasında doktorunuz gerekli görürse biyopsi alabilir. Bu testten önce 6-8 saat boyunca bir şey tüketilmez. Test uygulandığı günün sonrasında, gün boyu boğaz ağrı olabilir.
- Özefageal Manometri: Bu yöntem ile kas gerginliğinin ölçülerek alt yemek borusu kapağının durumu belirlenir. Bu test, ayrıca yemek borusundan geçen gıdaların ne kadar iyi sıkıştırdığını gösterir. Cerrahi girişim gereken hastalarda işe yarayabilen bir yöntemdir. Yumuşak yapıdaki tüp burundan midenize yönlendirilir. Ölçümler, tüp yavaşça mideden yemek borusuna çekilirken yapılır. Otuz dakika süren bu testten 8 ila 18 saat önce bir şey tüketilmez.
- pH Moniterizasyon Testi: Bu test, açık asit kaçışına bağlı pH değişiminin 24 saat boyunca kaydedilmesidir. Teşhis yöntemleri arasında en güvenilir olanı bu girişimdir.
- Ultrason: Safra taşları tetkikinde kullanılabilir. Fıtığı olan insanlarda sıklıkla safra taşı görülür. GÖRH’ da kullanımı çok kısıtlıdır.
Reflü Nasıl Tedavi Edilir?
Reflü hastalığın belirtileri görüldüğü anda zaman kaybetmeden hekime başvurulmalıdır. Reflü, tedavi edilmezse çok ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Tedavi hastalığın derecesine bağlı olarak değişir. Reflü tedavisi olarak şu yöntemler uygulanır:
- Hayat şeklini düzenleme,
- İlaç tedavisi,
- Cerrahi girişim.
Reflü Tedavisinde Hayat Şeklinin Düzenlenmesi
Hastanın hayat şeklini düzenlemesi reflü tedavisini büyük önem taşır. Hayat şeklini düzenlerken uygulanması gerekenleri şu şekilde sıralayabiliriz:
- Yatak başucunu 20-25 cm yükseltmek.
- Uyku saatine yakın yemek yemekten kaçınmak.
- Yemek sonrası yürüyüşler yapmak.
- Reflüyü arttırdığı bilinen yiyeceklerden uzak durmak; kafeinli içecekler, baharatlı yiyecekler, kızartmalar, alkol, soğan, çikolata, narenciye, domates, nane, vb.
- Sigara kullanımının bırakılması.Tütünde bulunan nikotin mide asidini ve buna bağlı tahrişi arttırır.
- Sık ve az yemek yiyerek mideyi fazla doldurmaktan kaçınmak.
- Basıncı azaltmak. (Midenizin üzerinde çok fazla basınç reflüye sebep olabilir. Basınçtan kurtulmak için ideal kilonun korunması, kemerlerin gevşetilmiş şekilde kullanılması ve dar giysileri giymekten ve öne eğilmekten kaçınmak gerekir.)
- Kesinlikle kaçınılması gereken ilaçların kullanılmaması. Aspirin ve iboprufen gibi antienflamatüar ilaçlar mideden koruyucu tabakasını, daha çok tahrişe yol açabilirler.
Reflüde İlaç Tedavisi
Reflüde ilaçla elde edilecek birçok tedavi uygulaması bulunur. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:
- Mide asidini nötürleştirmek: Antiasit ilaçlar, mide asidini nötralize eder ya da zayıflatabilir. Bu antiasidleri doktor tavsiyesine göre almalıdır. Bu tür ilaçlarda yan etki olarak kabızlık ve ishal sık görülebilir. Eğer yüksek tansiyonunuz varsa önce doktorunuza danışın, antiasidler sodyumca zengin olup tansiyonu etkileyebilir.
- Mide asidini azaltmak: Eğer tek başına antiasidler işe yaramıyorsa, doktorunuz daha güçlü ilaçlar önerebilir. Bu ilaçlara H2-Blokerler denir. Simetidin, ranitidin, famotidin ve nizalidin jenerik adı altında satılan bu ilaçlar midenin asit üretimini baskılarlar. H2-Blokerler yaşlı hastalarda sersemliğe neden olabilir. Simetidin ve ranitidin alkolün etkilerini arttırabilir. Antiasidlerde beraber simetidin 1 saat arayla alınmalıdır. Çünkü antiasidler, simetidin etkinliğini azaltırlar.Eğer erkek iseniz uzun süreli H2 kullanımını sperm sayımındaki olası etkilerini doktorunuza sorabilirsiniz.
- Mide kaslarını güçlendirmek: Özefagusun sıkıcı etkisini güçlendiren ve kapağı daraltan ilaçlar GÖRH’nı iyileştirebilirler. Bunlar, sadece reçete ile sisaprid, metoklopramid ve betanekol klorit jenerik adı altında satılır. Bu ilaçlar genellikle uzun süreli olarak H2 Blokerlarla kullanılır. Metoklopramid ek olarak midenin boşalmasını hızlandırdığı için ayrıca yararlıdır. Sisapridin en sık görülen yan etkileri karında kramplar, kabızlık, ishal ve aşırı sinirlilik halidir. Metoklopramid, bazı insanlarda yorgunluğa neden olur ve daha şiddetli yan etkiler yapabilir.Yemekten hemen sonra betanekol klorid alındıysa bulantı ve kusma görülebilir.
- Mide asidini ortadan kaldırmak: Eğer diğer ilaçlar artık etki etmiyorsa, doktorunuz omeprazol ve lansoprazol gibi proton pompa inhibitörlerini verebilir. Bu ilaçlar, mide asidi üretimini tamamen durdurur ve şikayetlerinin kontrolünde çok etkilidir. Omeprazolün, mide veya karın ağrısı gibi yan etkileri vardır. Lansoprazol ishal ve bazen mide ağrısı ile bulantıya neden olabilir.