Omurga yaralanmaları, özellikle tecrübesiz kişiler tarafından gerçekleştirilen değerlendirmeler nedeniyle gözden kaçabilmektedir. Yaralanmalara spinal kord yaralanması eşlik edebileceği için erken ve doğru teşhis-tedavi uygulamaları daha da önem kazanmaktadır. Travma hastalarının yaklaşık olarak %6’sında omurga yaralanması da mevcuttur. Yine bu hastaların yaklaşık yarısında spinal kord ve sinir kökü yaralanması da görülmektedir. Spinal kord yaralanmalarının en bilinen nedeni ise motorlu taşıt kazalarıdır. Omurganın travmatik lezyonları %50 ile %64 civarında servikal bölgede oluşmaktadır. Bu bölgede oluşan yaralanmalar ise daha çok omurilik yaralanmaları olarak karşımıza çıkmaktadır.
Omurganın travmatik lezyonları hafif bir yumuşak doku travmasından omurilik yaralanmasına ve omurga kırığına kadar çeşitli şiddete olabilmektedir. Omurga kırık ve çıkıkları, omurilik yaralanmasına ve felce neden olabilir. Tedavi ise vakanın şiddetine göre değişir. Omurga kırıklarının %5’i ile %10’u boyun omurlarında, %70’i sırt ve bel omurlarında, diğerleri ise aşağı bölgelerde görülmektedir. Ancak en sık yaralanan bölge ise bel ve sırt omurlarının birleştiği bölgedir.
Erken dönemde bulgular yaralanmanın yerin ve şiddetine göre değişmektedir. Sırt, bel, boyun ve kas spazmı başlıca bulgular arasında yer alır. Eğer omurilik yaralanması da söz konusu ise; uyuşukluk, kol ve bacaklarda hissizlik, büyük abdest kaçırma ve kuvvet kaybı gibi şikâyetlerde yaşanabilmektedir. Geç dönemde ise sinir yaralanmasının bulunmadığı hastalarda yeterli tedavinin uygulanmadığı durumlarda kifoz (kamburluk) ve bunun neden olduğu şiddetli ağrı en sık görülen şikâyettir. Sinir yaralanmasının görüldüğü hastalar ise felç ve onun neden olduğu problemlerden şikâyetçidir.
Omurilik yaralanması bulunmayan hastalarda uygulanan tedavi, ağrının kontrolü ve omurganın bütünlüğünü amaçlamaktadır. Yaralanmış omurgada tahribatın zaman içerisinde ilerleyerek kamburluğa neden olmaması, tedavinin bir diğer amacıdır. Omurilik yaralanması mevcut olan hastalarda ise yaralanmaya neden olan kemik basısı ve omurilik sıkışması gibi durumlar düzeltilmeye çalışılır. Bu tedavinin erken dönemde uygulanması, kısmi felç olan hastalar için büyük önem taşır. Çünkü kısmi felç geçirmiş olan hastaların iyileşme şansı daha azdır.