Kalça eklemi, ağırlığınızı taşıdığı için aşınma ve bozulmaya en sık uğrayan eklemlerdendir. Kalça ekleminin aşınma ve bozulması durumu, tıpta osteoartrit, günlük kullanımda ise kireçlenme olarak adlandırılır. Kalça eklemi kireçlenmesi, kalçanın en sık rastlanılan hastalığıdır.
Tüm eklemlerde olduğu gibi kalça ekleminin, hem topu hem de yuvası kıkırdakla kaplıdır. Kıkırdak yapı, bu iki kemiğin birbiri üzerinde ağrısız ve minimal sürtünme ile kaymasını sağlar.
Kalça eklemi kireçlenmesi, çeşitli sebeplerle bu eklemi oluşturan kemiklerin üzerini kaplayan kıkırdağın aşınması ve alttaki kemiklerin deforme olmasıyla oluşur.
Kalça eklemi kireçlenmelerini temel olarak ikiye ayırabiliriz.
Kalça eklemi kireçlenmesi, genelde 60 yaşından sonra görülse de özellikle doğuştan kalça çıkığı ve çocukluk çağında geçirilen kalça eklemi hastalıkları sonrasında çok erken yaşlarda da ortaya çıkabilir.
Kalça kireçlenmesi hastalığında, en önemli şikayet ağrıdır. Ağrı, sızı tarzında ve tutulan eklemde hissedilir. Ağrı, hastalığın başlangıç döneminde hareket ile artar ve istirahat ile azalır. Ağrının şiddeti her zaman sabit değildir.
Kalça kireçlenmesi belirtileri arasında;
Bu belirtilerin görülmesiyle başvurulan uzman hekim, muayenesiyle hastalığın teşhisi konulur.
Hastanın şikayetlerinin, kalça ekleminden kaynaklanıp kaynaklanmadığı aslında iyi bir muayene ile anlaşılabilir. Ama kalça eklemi hastalıkları arasında ayırıcı teşhisi ortaya koymak üzere;
Özellikle MR incelemesi ile kireçlenmeye ait eklem patolojileri, henüz röntgen filminde ortaya çıkmadan tespit edilebilir.
Kalça kireçlenmesinde uygulanan tedavi yöntemleri aşağıda sıralanmıştır:
Bu sayılanlar, ağrının ve hastalığın ilerlemesini kontrol etmede fayda sağlayan yöntemlerdir. İlerleyen dönemlerde, bir baston veya koltuk değneği ile kalçaya gelen yükün azaltılması öneriir. Hastalığın ilerlediği dönemde ise kesin tedavi, cerrahi yöntemlerle olmaktadır.
Kalça kireçlenmesinde ilerleme görüldüğünde tedavi cerrahi müdahale ile sağlanabilir.
Uygulanan cerrahi yöntem, uyluk kemiğinin üst bölgesinde kemiğe yapılan kesilerle yapılır. Açısal problemlerin düzeltilmesi ve kıkırdağın sağlam kısmının eklemi oluşturmasının sağlanması (femoral osteotomiler) eskiden beri uygulanan bir yöntemdir. Bu yöntem, uygun hastalarda iyi sonuçlar veren cerrahi yöntemlerdendir. Bu tip cerrahi girişimler, hastaların protez ameliyatını öteleyebilir.
Kalça eklemi kireçlenmesi veya kıkırdak dokusunun erimesinin tedavisinde, günümüzde en etkili ve yaygın yöntemlerden biri de kalça artroplasti ameliyatlarıdır.
Kalça artroplastisi ameliyatıyla, bozulmuş olan kalça eklemi tümden çıkarılarak yerine yapay bir kalça eklemi takılır. Bu yapay eklem, leğen kemiğindeki yuvanın oyularak içine oturtulan metal kılıf ve bu kılıfın içini döşeyen plastik veya seramik parça ile uyluk kemiği içine yerleştirilen bir metal sap ve sapın üzerine monte edilen metalik veya seramik bir topuzdan ibarettir.
Yuvayı döşeyen ve topuzu oluşturan materyal; metal-metal, metal-plastik veya seramik-seramik olabilir.
Seramik protezlerin dayanma süreleri uzun olduğundan genç hastalarda tercih edilir.
Metal-metal protezler, dayanıklı ve mekanik olarak daha stabil protezlerdir ancak metal aşınmasına bağlı vücutta metal birikimine neden oldukları yönünde çok sayıda yayın vardır. Bazı gruplar ise bu metal birikiminin önemli olmadığını iddia eder.
Daha önce protezler, kemik çimentosu ile uygulanırken günümüzde çimentosuz ve kemiğe tutunan protezler tercih edilmektedir.
Kalça artroplasti ameliyatında genel kabul, ameliyatın 60-65 yaş üzerindeki hastalara yapılmasıdır. Bu tercihin nedeni, zamanla protezin parçalarının aşınması veya kemik içerisindeki protezin gevşemesine bağlı olarak tekrar ameliyat ihtiyacının doğmasıdır ancak bu kabul, genç hastalarda protez ameliyatı yapılamayacağı anlamına gelmez.
Genç yaşta, şiddetli kalça eklemi kireçlenmesi olan hastaların daha aktif ve normale yakın yaşamaları için kalça kemiği ameliyatı büyük yarar sağlar.
Protez ameliyatı, ortopedinin en ciddi ameliyatlarından biridir. Ameliyat öncesi ve sonrasında uyulması gereken kurallar bulunur. Ameliyat sırasındaki komplikasyonları önlemek için mümkün olan bütün tedbirler alınmalıdır.
Hastada mevcut olan ilave hastalıklar varsa detaylı olarak değerlendirilir ve ameliyat için risk oluşturup oluşturmadığı belirlenir. Risk oluşturan bir durum mevcutsa derecesi hastaya anlatılır. Hastalara ameliyatla ilgili bilgiler verilirken, ameliyatın riskleri de detaylı olarak anlatılır.
Protez ameliyatlarında görülme ihtimali olan komplikasyonları şu şekilde sıralayabiliriz:
Bu komplikasyonlara karşı, ameliyat öncesi ve sonrası dönemde ameliyatı gerçekleştiren hekim ve anestezi uzmanıyla gereken önlemler alınır ve hastaya gereken koruyucu medikal tedavi uygulanır.
Hastanın ameliyat sonrası dönemde erken ayağa kaldırılması ve günlük hayatına bir an önce döndürülmesi ile komplikasyonlar en aza indirilmiş olur.