Çocuklarda ağız ve diş sağlığının korunması ve bunun sağlanması gerekir. Diş sağlığında süt dişlerinin korunması, çocukların ağız sağlığında önemli yer tutar. Ağız ve diş sağlığının korunması için öncelikle süt dişlerinin öneminin bilinmesi ve nasıl korunması gerektiğiyle ilgili bilgi edinilmesi gerekir.
Süt diş dizisi ve bunu izleyen karma diş dizisi, çocuğun büyümesinin en aktif olduğu dönemde gelişir. İlk süt dişi 6-8'inci aylarda çıkmaya başlar.
Değişik grup süt dişleri dönem dönem düşer ve yerlerini daimî dişlere bırakır. Bu durum, yaklaşık 12 yaşına kadar sürer. 20 adet süt dişi, çocukluk dönemi boyunca ısırma, çiğneme ve ezme işlemleri ile sindirime yardımcı olur. Ayrıca yüzün ve çenenin gelişimini etkiler. Daimî dişlere sürme rehberliği yaparak yer tutucu görevi görürler. Sürekli dişlere sağlıklı bir temel hazırlar.
Herhangi süt dişinin erken kaybı, komşu dişlerin bu boşluğa doğru kaymasına neden olur. Böylece yer değiştiren bir diş, sürmeye hazır bekleyen daimî dişin sürmesine engel olur ya da ağız içinde çapraşıklığa yol açar. Ayrıca erken süt dişi kayıpları çene gelişimini etkileyerek estetik ve konuşma bozukluklarına yol açabilir.
Tüm bu sebepler göz önüne alındığında, asıl amacımız çocukluk döneminde süt dişlerimizi sağlıklı bir şekilde ağızda tutmak ve tedavi gereken dişlere gerekli işlemlerin uygulanmasıdır. Böylece dişlerin düşme zamanı gelene kadar ağızdaki yer tutucu olarak kullanmaya devam edilir.
Süt dişlerinin ve diğer tüm dişlerin ağızda hijyenin korunmasıyla doğrundan ilişkisi bulunur.
Çocuklarda ağız hijyeninin sağlanması, diş sağlığının korunmasında büyük önem taşır. Özellikle küçük yaştaki çocuklar ağız ve diş hijyenini sağlamakta zorlanabilirler. Bu durumda ilk görev ebeveynlerindir. Hem ağız hijyenini sağlama konusunda hem de bu alışkanlığı çocuğa öğretme konusunda ebeveynler ilgili ve titiz olmalıdır. Çocuklarda ağız hijyeni, ilk süt dişin ağızda gözükmesiyle beraber yaklaşık 6-8 aylık süreçte sağlanmaya başlamalıdır.
Ağız ve diş sağlığının sağlanmasında ebeveynlere önemli görevler düşer. Ebeveynlerin yapabilecekleri arasında şunları sırlayabiliriz:
Hekimlerin diş için koruyucu uygulamalarının içinde şunlar vardır:
Fissür örtücü uygulaması, dişleri çürükten korumak için bu çukurları dolduran beyaz renkli dolgulardır. Azı dişlerinin çiğneyici yüzeylerinde pit ve fissür denilen girinti ve çıkıntılar bulunur ve bunlar fissür örtücüyle doldurulur. Uygulama yapılırken dişleri aşındırmaya genellikle gerek yoktur. Ağrısız ve anesteziye gerek olmayan bir tedavidir. Fissür örtücüler, daimi dişleri yeni sürmüş çocukların genellikle 1 ve 2'nci büyük azı dişlerine uygulanır.
Flor uygulaması, dişler mineralize olurken florürün ortamda olması dişin mine tabakasını güçlendirir. Diş, çürüğe karşı dirençli hale gelir. Günlük florürlü diş macunu, gargara kullanımı veya diş hekiminin uyguladığı florür jelleri gibi lokal uygulamalar ile minenin güçlendirilmesi sağlanır.
Lokal flor uygulamasıyla flor, diş hekimi tarafından özel bir kalıba solüsyon veya jel ile doldurulup birkaç dakika ağza uygulanır. İşlemden sonra yarım saat boyunca çocuğun tükürmesi ve 24 saat boyunca da süt ve süt ürünleri tüketmemesi önerilir.
Yer tutucu uygulaması, süt dişinin zamanından önce kaybedildiği durumlarda, daimi diş gelinceye kadar geçici bir yer tutucu yapılması gerektiği durumlarda uygulanır. Gerektiği halde yer tutucu yapılmazsa her iki taraftaki dişler bu boşluğa devrilir. Karşı çenedeki diş uzama yapar. Daimi diş için gerekli boşluk olmadığı durumlarda diş gömülü kalabilir.
Çocuklarda ağız hijyeni kadar, iskelet ve diş gelişimini etkilen bazı kötü alışkanlıklar vardır.
Diş sağlığını etkileyen çocuklardaki kötü alışkanlıklar arasında şunları sayabiliriz:
Emme fonksiyonu yeni doğmuş bebeklerde çok kuvvetlidir. Parmak emme alışkanlığının genellikle 2 yaşın sonunda kaybolması gerekir ancak buna rağmen parmak ya da emzik emme alışkanlığı hala devam ederse gelişmekte olan kas ve kemik yapıları üzerine basınç uygulayarak diş sağlığını olumsuz yönde etkiler. Çocuk, 4-5 yaşına kadar bu alışkanlıklardan vazgeçmezse anne ve baba bu konuya müdahale etmelidir.
Çocuklar, tırnak yemeye 2 yaşından itibaren başlayabilir. Bu alışkanlık diş sağlığını olumsuz etkiler. Ağzın ön kısmındaki dişlerin yan dönmelerine, dişlerin ısırma yönünde aşınmalara neden olabilir.
Çocukların uyku sırasında ve gün boyunca dişlerini gıcırdatma eğilimleri (bruksizm) olabilir. Çocuklarda sık görülen diş gıcırdatmanın kesin nedenleri bilinmese de çocuğun süt dişlerini temas ettirmeye çalışması sonucu geliştiği düşünülmektedir. Diş gıcırdatma sonucunda, süt köpek dişleri ve kesici dişlerde hafif aşınmalar gözlemlenir. Diş gıcırdatma eğer çok ileri düzeydeyse yüz kaslarında, baş, boyun, kulak ve çene ekleminde ağrılar görülebilir.
Bebeklerde bazen süt dişlerinin sürmesiyle birlikte özellikle üst çene ön bölgesindeki dişlerde kahverengi ve küçük lekeler görülebilir. Aslında bu lekeler diş çürükleridir ve bu çürükler nedeniyle dişler kırılır. Bu şekilde yaygın çürüklere biberonla ballı, şekerli veya bisküvili sütün verilmesi ve biberonun gece boyunca bebeğin ağzında kalmasına neden olur.
Biberon çürüğü, çok hızlı ilerleyen bir çürük türüdür. Müdahale edilmezse alt kesici dişleri de içine alabilir.
Biberon çürüğünü engellemek için dikkat edilmesi gerekenler şunlardır:
Biberon çürüğü tedavi edilmezse karşılaşılabilecek sorunlar şunlardır: