Medicabil Sağlık Grubu, sağlık hizmetleri ile alakalı çalışmalarından bahsettiği basın toplantısı düzenledi.
Düzenlenen toplantıya Medicabl Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ömer Faruk Bilgen, Başhekim Prof. Dr. Aysun Yılmazlar, Mesul Müdür Dr. Coşkun Hayırlıoğlu, Yıldırım Medicabil Hastanesi Başhekimi \Mesul Müdürü Feza Şen ile çok sayıda basın mensubu katıldı.
Basın camiasının 24 Temmuz Basın ve Gazeteciler Bayramı’nı tebrik ederek sözlerine başlayan Medicabil Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ömer Faruk Bilgen, hastane olarak 3 önemli kriter üzerinde durduklarını dile getirdi.
Bilgen, “Biz 13 yıldır hizmet vermeye çalışıyoruz. Üzerine koyarak ilerlemeye çalışıyoruz. Hedeflerimiz arasında 3 kural var. Bir hastanede enfeksiyon oranının sıfır olması. Hastalarımızın tedavi olduktan sonra aynı şikayetten geri gelmemesi. Üçüncü ise hastaların evlerine erken taburcu edilmesi. Biz bu üç maddeyi kendi kendimize uydurmadık. Farklı ülkelere gittiğimizde gördüğümüz eğitimlerden dolayı bu üç kuralı uyguluyoruz. Bizde toplum sağlığı adına katkı koymak istiyoruz” diye konuştu.
Risk analizi yapma hedeflerinin uygulanabilir hale gelmesinden dolayı mutluluğunu ifade eden Bilgen, “Enfeksiyon oranının sıfır olması demek alt yapısının çok sağlam olmasını gerektirir. Eğer siz bunlara uymazsanız hastanızda enfeksiyon geliştirme ihtimalini artırırsınız. Erken taburcu etme işinin de birçok faydası var. Kendi ev ortamlarında bulunmaları iyileşmelerine büyük katkı sağlamaktadır” dedi.
Hastaları güvenli ve erken sürede evlerine gönderdiklerine değinen Bilgen, “Yalın mantıkla düşünüldüğü zaman hastalarımız hastanede fazla kaldığı sürece enfeksiyon riski artmaktadır. Ama hastalarımız uzun süreler yatmaktan hoşlanıyor. İhtiyacı olan hastalar hastanede kalır. Hastaları güvenli bir şekilde eve gönderiyoruz. Çevremden ekibin iyi sözlerini duyuyorum. Onun da oluşabilmesi için belli şartların oluşması gerekiyor. Hastalarınızı memnun etmelisiniz” ifadelerini kullandı.
ABD’de bir yıl içerisinde yanlış tanı ve tedavi nedeniyle İnegöl nüfusu kadar insanın hayatını kaybettiğini söyleyen Bilgen, yapılan araştırmayı paylaştı.
Medicabil Sağlık Grubu olarak hedeflerini anlatan Prof. Dr. Ömer Faruk Bilgen, şunları söyledi:
“Uzun süredir Bursa’ya bir yaşlı bakım merkezi kazandırma hedefimiz var, bu konuda gerekli adımları atıyoruz. Yine kuruluşumuzdan bu yana bir üniversite kurma hedefimiz vardı. İlk adım olarak bir yüksek okul hayata geçirmeyi istiyoruz. Adım adım kendi üniversitemizi Bursamıza kazandıracağız. Bunun yanı sıra Kayapa bölgesinde bir arazimiz mevcut, buraya bir hastane kurmak istiyoruz. Başvuru aşamasında olan bu projemiz için de gerekli tüm adımları atıyoruz.”
Özel Medicabil Nilüfer Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Aysun Yılmazlar’da hastaneleri bünyesinde çalışma sistemlerinin her aşamasını yalın yaklaşımla sürdürerek dijitalleştirdiklerini anlatarak, “Hastalarımızın ve çalışanlarımızın işlerini bu şekilde kolaylaştırıyoruz. Pandemi ile hızlana bu süreçle birlikte artık dünyada evlerinde ve işyerlerinde hasta takibi süreci başladı. Yakında ülkemize de gelecek. Tüm bu gelişmelerde de öncü çalışmalar yürüteceğiz” dedi.
ABD’de yayımlanan bir raporda, ülkede hastalara yanlış tanı konulmasının her yıl yaklaşık 800 bin kişinin ölümüne veya kalıcı sakatlığına neden olduğu belirtildi.
CNN’in haberine göre, ABD’deki doktorların koyduğu yanlış tanı, yılda ortalama 370 bin kişinin ölümüne ve 420 bin kişide beyin hasarı, körlük, uzuv veya organ kaybı ile kanser hücrelerinin diğer organlara yayılması gibi kalıcı sakatlıklara yol açıyor.
Tanıların en doğru şekilde konulması ve tıbbi hataların azaltılması adına çalışmalar yürüten Johns Hopkins Üniversitesi’ne bağlı Armstrong Enstitüsü Hastalık Tanısı Araştırma Merkezi ve Harvard Tip Kurumları Risk Yönetimi Vakfı’nca yürütülen çalışmada, daha önce yapılan araştırmalardan veriler incelendi. Buna göre, bazı hastalıkların hangi sıklıkta teşhis edilemediği ve tanı koyamama durumunun hangi sıklıkta ciddi hasara neden olduğuna bakıldı.
Araştırma sonucunda, ölüm ve kalıcı sakatlıkla sonuçlanan yanlış tanı konulan hastalıkların yüzde 40’inin, felç, kan zehirlenmesi, akciğer iltihaplanması, pıhtılaşma sonucu damar tıkanması ve akciğer kanseri olduğu kaydedildi.
En doğru şekilde tanı konulması üzerine çalışmalar yürüten Gordon ve Betty Moore Vakfı Program Direktörü Dr. Daniel Yang, yanlış tanının nedenleri arasında, doktorların hastanın hastalık geçmişini takip etmemesi ve belirtileri yanlış hastalıklarla ilişkilendirmesinin yanı sıra hastanelerin hastaları bekleme sırasında uzun süre tutmasının bulunduğunu belirtti.