Metabolik Sendrom Nedir?
Her biri ciddi sağlık sorunu olan aşağıdaki 5 durumdan
en az 3 tanesinin bir arada bulunmasına metabolik sendrom denir.
1. Artmış bel çevresi: Göbek üzerinden ölçülen bel
çevresinin erkeklerde 102 cm, kadınlarda 88 cm’den fazla olması. İç organ
yağlanması ve kalp hastalığı riski açısından göbek etrafında birikmiş yağlar
vücudun başka yerlerinde birikmiş olanlara göre çok daha tehlikelidir.
2. Yüksek trigliserit düzeyi: Kandaki trigliserit
(serbest kan yağları) düzeyinin 150 mg/dl’ den yüksek olması metabolik sendromu
tetikler. Trigliserit yüksekliği damar sertliği ve şeker riskini artırır.
3. Düşük HDL düzeyi: HDL kolesterol “iyi huylu”
kolesterol olarak bilinen bir kolesterol çeşididir ve damar sertliğine karşı
koruyucu özelliği vardır. HDL kolesterol düzeyinin kadınlarda 50, erkeklerde 40
mg/dl’ nin altında olması metabolik sendromu tetikler.
4. Yüksek kan basıncı: Kan basıncının 135 / 85’den
yüksek olması metabolik sendromu tetikler.
5. Bozulmuş açlık kan şekeri: Açlık kan şekerinin
100-125 mg/ dl arasında olması.
Metabolik sendrom ile insülin direnci arasında çok
yakın bir ilişki vardır. İnsülin direnci, kalp sağlığını tehdit eden ve tedavi
edilmesi gereken bir sağlık sorunudur.
Metabolik sendrom hangi hastalıkların
riskini artırır?
Metabolik sendrom kalp damar hastalıkları ve şeker
hastalığı riskini artırır. Söz konusu kalp damar hastalıkları; kalp krizi, kalp
yetersizliği, aritmiler (ritim bozuklukları), ani ölüm ve felçtir (inme).
Metabolik sendromu olanlarda kalp hastalığı gelişme
riski, olmayanlara göre 2 kat daha fazladır.
Metabolik sendromu olanlarda şeker hastalığı gelişme
riski, olmayanlara göre 5 kat daha fazladır.
Ayrıca demans, astım, reflü hastalığı, safra taşı,
uyku apne sendromu, polikistik over sendromu ve karaciğer yağlanması ile birlikte
görülebilir.
Metabolik sendromunuz olduğunu nasıl
anlarsınız?
Metabolik sendromun belirtisi yoktur ve herhangi bir
yakınmaya neden olmaz. Çoğu zaman artmış vücut
ağırlığı ilk göze çarpan işaret olabilir. Bel
çevresinin belirli bir ölçüden geniş olması (abdominal obezite) metabolik
sendrom yatkınlığını artıran en yaygın bulgudur. Abdominal obezite metabolik
sendromun 5 tanı kriterinden birisidir.
Bunun dışında kan basıncı yüksekliği (hipertansiyon),
trigliserit (serbest kan yağları) yüksekliği, iyi huylu (HDL) kolesterol
düşüklüğü veya hafifçe yüksek kan şekeri düzeyi ancak muayene veya tıbbi
tetkiklerle anlaşılabilir.
Bu yüzden vücut kilonuza ve bel çevrenize dikkat
etmeniz en pratik ve yararlı davranıştır.
Ayrıca hipertansiyon belirti veren bir hastalık
olmadığından düzenli olarak kan basıncınızı ölçmenizde yarar vardır.
Metabolik sendrom riski kimlerde
yüksektir?
Metabolik sendrom fazla kilolu olan, az hareket eden,
sağlıksız beslenen kişilerde daha sıktır.
Ayrıca ailesinde şeker hastalığı ve yüksek tansiyon
öyküsü olanlarda metabolik sendrom riski daha fazladır.
Ülkemizde yapılan çalışmalar toplumumuzun giderek şişmanladığını;
abdominal obezitenin ve metabolik sendrom riskinin özellikle genç-orta yaş
kadınlarda hızla arttığını ortaya koymaktadır. Ülkemizde erkeklerin %31’ inde,
kadınların ise %43’ünde metabolik sendrom vardır.
Metabolik sendroma karşı ne yapmalısınız?
Metabolik sendromu oluşturan risk faktörleri
birbirleri ile yakın ilişkilidir. Bu nedenle tedaviyi bir bütün olarak ele
almak gereklidir.
1. Uygun kiloda olduğunuzdan emin olun. Sağlıklı
kiloda değilseniz bir an önce kilo verin ve uygun kiloda kalmaya özen gösterin.
Verdiğiniz her 10 kg ile kan basıncınız 10 mmHg aşağıya inecektir.
2. Haftada en az üç gün, her defasında en az 30 dakika
tempolu ve düzenli hareket içeren egzersiz yapın.
3. Tuz tüketiminizi azaltın. Günde toplam 4-5 gr’dan
fazla tuz tüketmeyin.
4. Bel çevrenizi takip edin. Unutmayın; bel çevreniz
sadece estetik değil aynı zamanda sağlık ölçünüzdür.
5. Kan basıncınızı düzenli ölçtürün. Hipertansiyon
hemen her zaman sinsi bir hastalıktır. Tedavi için geç kalmayın.
6. Metabolik sendrom veya bu sendromu oluşturan her
bir risk faktörü çoğu zaman tıbbi tedavi gerektirir. Özellikle ailenizde kalp
hastalığı veya şeker hastalığı öyküsü varsa geç kalmayın.